ALTINCI REMZ: Mâdem Hazret-i İmâm-ı Ali (R.A.), üstad-ı kudsîsinden aldığı derse binâen, Kur’âna taalluk eden gelecek hâdisattan haber veriyor. Ve “benden sorunuz” diye müteaddit ve doğru haberleri verip bir şah-ı velâyet olduğunu öyle kerâmetlerle isbat etmiş. Ve mâdem bu asırda Avrupa dinsizleri ve ehl-i dalâlet münafıkları, dehşetli bir sûrette Kur’âna hücumu hengâmında Risâle-i Nur o seyl-i dalâlete karşı mukavemet edip, Kur’ânın tılsımlarını keşfederek hakîkatını muhafaza ediyor. Ve mâdem
fıkrasiyle Yirmi Sekizinci Lem’ada isbat edildiği gibi sarahata yakın bir sûrette Risâle-i Nur’a işâret etmekle beraber Sure-i Nur’daki âyet-ün Nur’un Risâle-i Nur’a işâretine işâret eder. Ve mâdem
ma’na ve cifirce tam tamına Risâle-i Nur’a tevafuk ediyor. Elbette diyebiliriz ki; bu fıkranın akabinde:
fıkrasiyle Risâle-i Nur’un bidayette On İki Söz nâmında iştihar ve intişar eden on iki küçük risâlelerine
karinesiyle, bu fıkradaki oniki Süryanî kelimeler onlara birer işârettir. Gerçi elimde bulunan Celcelûtiye nüshası en sahih ve en mutemeddir. İmâm-ı Gazalî (R.A.) gibi çok imamlar Celcelûtiye’yi şerh etmişler. Fakat bu Süryanî kelimelerin ma’nasını tam bilmediğimden ve nüshalarda ihtilâf bulunduğundan, herbirisinin vech-i işâretini ve münâsebetini şimdilik bilmediğimden bırakıyorum.