(1)
âyetinin gâyet mühim bir hakîkatını on beş mertebe ile beyân edecek bir risâle olacaktı. Fakat hakîkat ve ilimden ziyâde, zikir ve tefekkür ile münasebetdar olduğundan şimdilik te’hir edildi. Çendan On Birinci Lem’a olan “Mirkatü’s Sünneti ve Tiryak-ı Marazı’l Bid’a” nâmındaki gâyet mühim bir risâle Beşinci Lem’a nâmıyla bidâyeten yazılmıştı. Fakat o risâle, on bir nükte-i mühimmeye inkısam ettiğinden On birinci Lem’aya girdi. Beşinci Lem’a açıkta kaldı.
(2)
cümlesinin ifade ettiği çok âyâtın mühim hakîkatını yine on beşyirmi mertebe-i fikriye ile beyân edecek bir risâle olacaktı. Bu Lem’a da, Beşinci Lem’a gibi, nefsimde hissettiğim ve harekât-ı ruhiyemde zikir ve tefekkürle müşahede ettiğim mertebeler olduğundan, ilim ve hakîkattan ziyâde zevk ve hale medâr olmak cihetiyle, hakîkat lem’aları içinde değil belki âhirlerinde yazılması münâsib görüldü.
----------------------
(1-2): Hazret-i Üstadımız Yirmi Dokuzuncu Arabî Lem’anın Altıncı bâbının hâşiyesinde bu iki cümle hakkında: “Bu iki mübârek kelâmın meratibi, ilimden ziyâde fikir ve zikir olduğundan, Arabî zikredildi” diye beyânda bulunmaktadır.
Bediüzzaman’ın Hizmetkârları