Nur Çeşmesi | Nurçesmesi | 149
(6-173)

ve o dehşetli kumandan ona bir nevi tarziye verip hiddetini geri alan ve altı vilâyet zabıtası ve hükümeti asayişin ihlâline dâir bir tek madde kaydetmeyen ve yüz binlerle NUR şâkirdlerinin hiç bir vukuatı görünmeyen, hiç bir şâkirdinde bir cinâyet işitilmeyen ve hangi hapse girmiş ise mahpusları ıslâh eden ve yüz binler nüsha RİSÂLE-İ NUR’dan intişâr etmekle beraber menfaattan başka hiç bir zararı olmadıklarını yirmi üç sene hayatının üç hükümet ve mahkemelerin beraetler vermelerinin ve Nur’un kıymetini bilen yüz bin şâkirdlerinin kavlen ve fiilen tasdiklerinin şehâdetiyle isbat eden ve münzevi, mücerred, garîb, ihtiyar, fakir, kendini kabir kapısında gören ve bütün kuvvet ve kanaatiyle fâni şeyleri bırakıp eski kusuratına bir keffaret ve hayat-ı bâkiyesine bir medâr arayan ve dünyanın rütbelerine hiç ehemmiyet vermiyen ve şiddet-i şefkatinden ma’sûmlara, ihtiyarlara zarar gelmemek için kendine zulüm ve tazib edenlere bedduâ etmeyen bir adam hakkında “Bu ihtiyar münzevi asayişi bozar, emniyeti ihlâl eder ve maksadı dünya entrikalarıdır, öyle ise suçludur” diyenler ve onu pek ağır şerâit altında mahkûm edenler yerden göğe kadar suçludurlar. MAHKEME-İ KÜBRÂ’da hesabını verecekler.”

Muhterem hâkimler!

Böyle bir İslâm kahramanı ve bu asrın ve istikbâlimizin bir hidâyet serdarı ve eşine rastlanmayan İslâmiyet fedaisi Bediüzzaman’ın eserlerini okumak dinsizlerin, komünistlerin, îmandan bîhaberlerin elbette işine gelmez.

Üstadımız BEDİÜZZAMAN’ın beyânı ki:

RİSÂLE-İ NUR koca bir Cennet’in fiatı olacak bir servet ve hayat-ı ebediyeyi kazandıracak bir âb-ı hayat ve hakîkata muarız bütün feylesofları ilzam edip hayrette bırakacak bir keşfiyattır. RİSÂLE-İ NUR Sahabe-i Kirâm’ın âli seciyesini ve Hazret-i Peygamber (A.S.M.) nurânî meşrebini beyân eden bir nur ve feyiz hazinesidir.

Ses Yok