Sözler | OnYedinci Söz | 208
(202-229)
KALBE FÂRİSÎ OLARAK TAHATTUR EDEN BİR MÜNÂCÂT


[Yâni bu münacât, kalbe Farisî olarak tahattur ettiğinden Fârisî yazılmıştır. Evvelce matbu olan “Hubab Risâlesi”nde dercedilmişti.]



Ya Rab! Tevekkülsüz, gafletle, iktidar ve ihtiyarıma dayanıp derdime derman aramak için cihat-ı sitte denilen altı cihette nazar gezdirdim. Maatteessüf derdime derman bulamadım. Mânen bana denildi ki: “Yetmez mi derd, derman sana.”



Evet, gafletle sağımdaki geçmiş zamandan teselli almak için baktım. Fakat gördüm ki: Dünkü gün, pederimin kabri ve geçmiş zaman, ecdadımın bir mezar-ı ekberi sûretinde göründü. Teselli yerine vahşet verdi. (Hâşiye-1)

Hâşiye-1: Îman, o vahşetli mezar-ı ekberi, ünsiyetli bir meclis-i münevver ve bir mecma-ı ahbab gösterir.



Sonra soldaki istikbale baktım. Derman bulamadım. Belki yarınki gün, benim kabrim ve istikbal ise, emsalimin ve nesl-i âtinin bir kabr-i ekberi sûretinde görünüp ünsiyyet değil, belki vahşet verdi.(Hâşiye-2)

Hâşiye-2: Îman ve huzur-u îman, o dehşetli kabr-i ekberi sevimli saadet saraylarında bir dâvet-i Rahmâniyye gösterir.

Səs yoxdur