Sözler | OnYedinci Söz | 221
(202-229)
[Yirmi beş sene evvel Ramazanda ikindiden sonra Şeyh-i Geylanî’nin (K.S.) Esmâ-i Hüsnâ manzûmesini okudum. Bana bir arzu geldi ki: Esmâ-i Hüsnâ ile bir münacat yazayım. Fakat o vakit bu kadar yazıldı. O kudsî üstadımın mübârek Münâcât-ı Esmâiyyesine bir nazîre yapmak istedim. Heyhat!.. Nazma istidadım yok. Yapamadım, noksan kaldı. Bu münacat, Otuzüçüncü Söz’ün Otuzüçüncü Mektub’u olan Pencereler Risâlesine ilhak edilmişti. Makam münasebetiyle buraya alındı.]
Ey nefsim! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki:
“Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahmân’a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat bu mevcûdâtı umumen isterim.”
Səs yoxdur