Sözler | Lemeât | 698
(691-746)
Sebep Sırf Zahirîdir

İzzet-i âzamet ister ki; esbab-ı tabiî, perdedâr-ı dest-i kudret ola aklın nazarında.

Tevhid ve celâl ister ki: Esbab-ı tabiî, dâmenkeş-i tesir-i hakikî ola (*) kudret eserinde.

• • •

Vücûd, Âlem-i Cismânîde Münhasır Değil

Vücûdun hasra gelmez muhtelif envâ’ını, münhasır olmaz, sıkışmaz şu şehadet âleminde.

Âlem-i cismânî bir tenteneli perde gibi, şu’le-feşân gaybî avalim üzerinde.

• • •

Kalem-i Kudrette İttihad, Tevhîdi İlân Eder

Eser-i itkan-ı san’at, fıtratın her köşesinde bilbedâhe reddeder esbâbının îcadını.

Nakş-ı kilkî ayn-ı kudret; hilkatın her noktasında bizzarure reddeder vesaitin vücûdunu.

• • •

Bir Şey, Her Şey’siz Olmaz

Kâinatta serbeser sırr-ı tesânüd müstetir, hem münteşir. Hem cevanibde tecâvüb, hem teâvün gösterir.

Ki yalnız bir kudret-i âlem-şümûldür yaptırır, zerreyi her nisbetiyle halkedip yerleştirir.

Kitab-ı âlemin her satırıyla her harfi hay.. ihtiyâc sevkediyor, tanıştırır.

Her nereden gelirse gelsin nida-i hacete lebbeyk-zendir, sırr-ı tevhid nâmına etrafı görüştürür.

Zîhayat her harfi, herbir cümleye müteveccih birer yüzü, hem de nâzır birer gözü baktırır.

• • •

(*) Hakikî tesirden elini çeksin, icada karışmasın, demektir.

Səs yoxdur