Evet, her baharda bütün ağaçları ve otların köklerini aynen ihya ve nebatî ve hayvanî üçyüzbin nevi’ haşrin ve neşrin nümunelerini icad eden bir kudret, Muhammed ve Mûsa Aleyhimessalâtü Vesselâmların her birinin ümmetinin geçirdiği bin senelik zaman, karşı karşıya hayalen getirilip bakılsa, haşrin ve neşrin bin misâlini ve bin delilini ikibin baharda(*) gösterdiği görülecek. Ve böyle bir kudretten haşr-i cismânîyi uzak görmek, bin derece körlük ve akılsızlıktır.
Hem mâdem nev’i beşerin en meşhurları olan yüzyirmidört bin peygamberler ittifak ile saadet-i ebediyyeyi ve bekayı uhrevîyi Cenâb-ı Hakk’ın binler vaad ve ahidlerine istinaden ilân edip mu’cizeleri ile doğru olduklarını ispat ettikleri gibi, hadsiz ehl-i velâyet keşf ile ve zevk ile aynı hakikata imza basıyorlar: Elbette o hakikat güneş gibi zâhir olur. Şüphe eden divâne olur.
Evet bir fende ve bir san’atta mütehassıs bir iki zâtın o fen ve o san’ata ait hükümleri ve fikirleri; onda ihtisası olmayan bin adamın,
--------------------------------------(*) Sabık herbir bahar,kıyameti kopmuş,ölmüş ve karşısındaki bahar onun haşri hükmündedir.