Meyve Risalesi | Onbirinci Mesele | 136
(130-169)

"Ağlama şükreyle... senin kardeşin meleklerle beraber Cennet’e gitti; orada gezer, bizden daha iyi keyfedecek, melekler gibi uçacak, heryeri seyredebilir." deyip feryad edenin ağlamasını tebessüme ve sevince çevirmesidir.

Ben de aynen bu ağlayan çocuk gibi, bu hazin kışta ve elim bir vaziyetimde gayet elim iki vefat haberini aldım.

Biri: hem âli mekteplerde birinciliği kazanan, hem Risale-i Nur’un hakikatlerini neşreden birâderzâdem merhum Fuad.

İkincisi: Hacca gidip sekerat içinde tavaf ederken, tavaf içinde vefat eden Âlime Hanım namındaki merhume hemşirem. Bu iki akrabamın ölümleri, "İhtiyar Risalesi"nde yazılan merhum Abdurrahman’ın vefatı gibi beni ağlatırken, îmanın nuruyla o mâsum Fuad, o sâliha hanım; insanlar yerinde meleklere, hûrilere arkadaş olduklarını ve bu dünyanın tehlike ve günahlarından kurtulduklarını, mânen, kalben gördüm. O şiddetli hüzün yerinde büyük bir sevinç hissedip hem onları, hem Fuad’ın pederi kardeşim Abdülmecid’i, hem kendimi tebrik ederek Erhamürrâhimîne teşekkür ettim.Bu iki merhumeye rahmet duası niyetiyle buraya yazıldı, kaydedildi.

Ses Yok