Meyve Risalesi | Onbirinci Mesele | 139
(130-169)

İşte bu haksız şekvâlar Rahîm-i Mutlak’a gitmemek hikmetiyle Azrâil Aleyhisselâm perde olmuş.

Aynen bunun gibi bütün meleklerin belki bütün esbâb-ı zâhiriyenin vazifeleri, izzet-i Rubûbiyyetin perdeleridir. Tâ güzellikleri görünmeyen ve hikmetleri bilinmeyen şeylerde kudret-i İlâhiyyenin izzeti ve kudsiyeti ve rahmetinin ihâtası muhafaza edilsin, îtiraza hedef olmasın ve hasis ve ehemmiyetsiz ve merhametsiz şeyler ile kudretin mübâşereti -nazar-ı zâhirîde görünmesin. Yoksa, hiçbir sebebin hakiki te’siri ve icada hiç kabiliyeti olmadığını, her şeyde tevhid sikkeleri kat’i gösterdiğini Risale-i Nur, hadsiz delilleriyle isbat etmiş. Halketmek, îcad etmek, O’na mahsustur. Esbab, yalnız bir perdedir. Melâike gibi zîşuur olanların, yalnız cüz-i ihtiyariyle cüz’î, îcadsız, kesb denilen bir nevi’ hizmet-i fıtriye ve amelî bir nevi’ ubûdiyetten başka ellerinde yoktur.

Evet, izzet ve azamet isterler ki: Esbab, perdedâr-ı dest-i kudret ola aklın nazarında.

Tevhid ve ehadiyyet isterler ki: Esbab ellerini çeksinler te’sir-i hakikîden.

Ses Yok