Asâ-yı Mûsa | Birinci Hücceti İmaniye | 105
(99-142)

o kadar şefkat ve merhamet ve hikmet içinde görünüyor ki, bilbedâhe bir Rahman-ı Rahîm’in gâyet müşfikane ve mürebbiyane bir cilve-i rahmeti ve ihsânı olduğunu isbat eder.

Elhâsıl: Bu sahife-i hayatiye-i bahariye, haşr-i A’zamın yüz bin nümûnelerini ve misâllerini göstermekle,

âyetini maddeten gâyet parlak tefsir ettiği gibi; bu âyet dahi, bu sahifenin ma’nalarını mu’cizane ifade eder. Ve arzın, bütün sahifeleriyle, büyüklüğü nisbetinde ve kuvvetinde dediğini anladı.

İşte; Küre-i Arzın yirmiden ziyâde büyük sahifelerinden bir tek sahifenin yirmi vechinden bir tek vechinin muhtasar şehâdeti ile, o yolcunun sâir vecihlerin sahifelerindeki müşahedatı ma’nasında olarak ve o müşahedatları ifade için, Birinci Makam’ın Üçüncü Mertebesinde böyle denilmiş:

Sonra, o mütefekkir yolcu, her sahifeyi okudukça saadet anahtarı olan îmanı kuvvetlenip ve ma’nevî terakkiyatın miftahı olan mârifeti ziyâdeleşip ve bütün kemâlâtın esası ve madeni olan Îman-ı Billâh hakîkatı bir derece daha inkişaf edip ma’nevî çok zevkleri ve lezzetleri verdikçe onun merakını şiddetle tahrik ettiğinden; “semâ”, “cevv” ve “arz”ın mükemmel ve kat’i derslerini dinlediği halde


Dinle
-