Üçüncüsü: O hadsiz masnuâtın yüz bin çeşit ve ayrı ayrı tarz ve şekilde olan sûretleri, gâyet muntazam, mîzanlı, zînetli olarak, mahdud ve mâdud ve birbirinin misli ve basit ve câmid ve birbirinin aynı veya az farklı ve karışık olan çekirdeklerden, habbeciklerden o iki yüz bin nev’ilerin fârikalı ve intizamlı, ayrı ayrı, müvâzeneli, hayatdar, hikmetli, yanlışsız, hatasız bir vaziyette umum efradının sûretlerinin fethi ve açılışı ise öyle bir hakîkattır ki, Güneşten daha parlaktır; ve baharın çiçekleri ve meyveleri ve yaprakları ve mevcûdâtı sayısınca o hakîkatı isbat eden şahidler var diye, bildi.
dedi.
İşte bu mezkûr hakîkatları ve şehâdetleri ifade ma’nasiyle, Birinci Makam’ın Altıncı Mertebesinde:
denilmiş.
Sonra, seyahat-ı fikriyede bulunan o meraklı ve terakki ile zevki ve şevki artan dünya yolcusu, bahar bahçesinden bir bahar kadar bir güldeste-i mârifet ve îman alıp gelirken; hayvânât ve tuyur âleminin kapısı hakîkat-bîn olan aklına ve mârifet-âşinâ olan fikrine açıldı.