Asâ-yı Mûsa | Birinci Hücceti İmaniye | 113
(99-142)

Sonra îmanın kuvvetinden ulvî bir zevk-i hakîkat alan o seyyah-ı talib, Enbiyâ Aleyhimüsselâm’ın meclisinden gelirken, ulemânın ilmelyakîn sûretinde kat’i ve kuvvetli delillerle, Enbiyâların (Aleyhimüsselâm) da’valarını isbat eden ve asfiyâ ve sıddıkîn denilen mütebahhir müçtehid muhakkikler, onu dershânelerine çağırdılar. O da girdi, gördü ki:

Binlerle dâhî ve yüz binlerce müdakkik ve yüksek ehl-i tahkik kıl kadar bir şübhe bırakmayan tedkikat-ı amikalariyle, başta vücub-u vücûd ve vahdet olarak müsbet mesâil-i îmaniyeyi isbat ediyorlar.

Evet, isti’dâdları ve meslekleri muhtelif olduğu halde usûl ve erkân-ı îmaniyede onların müttefikan ittifakları ve herbirisinin kuvvetli ve yakînî bürhanlarına istinâdları öyle bir hüccettir ki; onların mecmuu kadar bir zekâvet ve dirayet sâhibi olmak ve bürhanlarının umumu kadar bir bürhan bulmak mümkün ise, karşılarına ancak öyle çıkılabilir. Yoksa o münkirler, yalnız cehalet ve echeliyet ve inkâr ve isbat olunmayan menfî mes’elelerde inad ve göz kapamak sûretiyle karşılarına çıkabilirler. Gözünü kapayan, yalnız kendine gündüzü gece yapar...

Bu seyyah; bu muhteşem ve geniş dershânede, bu muhterem ve mütebahhir üstadların neşrettikleri nurlar, zemînin yarısını bin seneden ziyâde ışıklandırdığını bildi. Ve öyle bir kuvve-i ma’nevîyeyi buldu ki, bütün ehl-i inkâr toplansa onu kıl kadar şaşırtmaz ve sarsmaz. İşte bu yolcunun bu dershâneden aldığı derse bir kısa işâret olarak, Birinci Makam’ın dokuzuncu mertebesinde:

denilmiş.

Sonra, îmanın daha ziyâde kuvvetlenmesinde ve inkişafında ve ilmelyakîn derecesinden aynelyakîn mertebesine terakkisindeki envârı ve ezvâkı görmeye çok müştak olan o mütefekkir yolcu, medreseden gelirken, hadsiz küçük tekyelerin ve zaviyelerin telahukuyla tevessü’ eden gâyet feyizli ve nurlu ve sahra genişliğinde bir tekye, bir hangâh, bir zikirhâne, bir irşâdgâhta ve cadde-i kübrâ-yı Muhammedînin (A.S.M.) ve mi’rac-ı Ahmedînin (A.S.M.) gölgesinde hakîkata çalışan ve hakka erişen ve aynelyakîne yetişen binlerle ve milyonlarla kudsî mürşidler onu dergâha çağırdılar.

Dinle
-