Asâ-yı Mûsa | Dokuzuncu Hücceti İmaniye | 217
(213-224)

Belki insanın midesindeki ihtiyacın vücûdu, taamların vücûduna delâlet ve şehâdetinden daha zâhirdir ve daha ziyâde tahakkukunu bildirir. Ve eğer bu hakîkat-ı Haşriyenin neticeleri insaniyetten çıksa, o çok ehemmiyetli ve yüksek ve hayatdar olan insaniyet mâhiyeti, murdar ve mikrop yuvası bir lâşe hükmüne sukût edeceğini isbat eder. Beşerin idare ve ahlâk ve içtimâîyâtı ile çok alâkadar olan içtimâîyyun ve siyasiyyun ve ahlâkiyyunun kulakları çınlasın! Gelsinler, bu boşluğu ne ile doldurabilirler? Ve bu derin yaraları ne ile tedavi edebilirler?

İKİNCİ NOKTA: Hakîkat-ı Haşriye’nin hadsiz bürhanlarından sâir erkân-ı îmaniyeden gelen şehâdetlerin hülâsasından çıkan bir bürhanı, gâyet muhtasar bir sûrette beyân eder. Şöyle ki: Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Risâletine delâlet eden bütün mu’cizeleri ve bütün delail-i Nübüvveti ve hakkaniyetinin bütün bürhanları, birden hakîkat-ı Haşriyenin tahakkukuna şehâdet ederek isbat ederler. Çünkü: Bu Zât’ın bütün hayatında bütün da’vaları, Vahdâniyyetten sonra Haşirde temerküz ediyor. Hem, umum peygamberleri tasdik eden ve ettiren bütün mu’cizeleri ve hüccetleri, aynı hakîkate şehâdet eder. Hem kelimesinden gelen şehâdeti bedahet derecesine çıkaran şehâdeti de aynı hakîkate şehâdet eder. Şöyle ki: Başta Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân’ın hakkaniyetini isbat eden bütün mu’cizeleri, hüccetleri ve hakîkatları, birden hakîkat-ı haşriyenin tahakkukuna ve vukuuna şehâdet edip isbat ederler. Çünkü Kur’ân’ın hemen üçten birisi haşirdir ve ekser kısa sûrelerinin başlarında gâyet kuvvetli âyât-ı haşriyedir. Sarîhan ve işâreten binler âyâtiyle aynı hakîkatı haber verir, isbat eder, gösterir. Meselâ:

gibi, otuzkırk sûrelerin başlarında bütün kat’iyyetle hakîkat-ı Haşriyeyi kâinatın en ehemmiyetli ve vâcib bir hakîkatı olduğunu göstermekle beraber, sâir âyetlerinde dahi o hakîkatın çeşit çeşit delillerini beyân edip ikna’ eder.

Dinle
-