Tarihçe-i Hayat | Dördüncü Kısım - Kastamonu Hayatı | 384
(281-398)

Evet, zeminde hiçbir tahavvül ve ağaç ve hayvanlarında her senede urbasını değiştirmek gibi hiçbir tebeddül; -cüz’î olsun, küllî olsun- yoktur ki; intizamiyle, senin vücûduna ve vahdetine işâret etmesin. Hem, hiç bir hayvan yoktur ki, za’fiyet ve ihtiyacının derecesine göre verilen rahîmane rızkiyle ve yaşamasına lüzumu bulunan cihâzâtın hakîmane verilmesiyle, senin varlığına ve birliğine şehâdeti olmasın. Hem, her baharda gözümüz önünde îcad edilen nebatat ve hayvanattan hiç bir tanesi yoktur ki, san’at-ı acibesiyle ve lâtif zînetiyle ve tam temeyyüziyle ve intizamiyle ve mevzuniyetiyle seni bildirmesin. Ve zemin yüzünü dolduran ve nebatat ve hayvanat denilen kudretinin hârikaları ve mu’cizeleri, mahdut ve maddeleri bir ve müteşabih olan yumurta ve yumurtacıklardan ve katrelerden ve habbe ve habbeciklerden ve çekirdeklerden; yanlışsız, mükemmel, süslü, alâmet-i fârikalı olarak yaratılışları, Sâni-i Hakîmlerinin vücûduna ve vahdetine ve hikmetine ve hadsiz kudretine öyle bir şehâdettir ki, ziyanın Güneşe şehâdetinden daha kuvvetli ve parlaktır. Hem; hava, su, nur, ateş, toprak gibi hiç bir unsur yoktur ki, şuursuzluklariyle beraber, şuurkârane, mükemmel vazîfeleri görmesiyle, basit ve istilâ edici, intizamsız, her yere dağılmakla beraber, gâyet muntazam ve mütenevvi meyveleri ve mahsûlleri hazine-i gaybdan getirmesiyle, senin birliğine ve varlığına şehâdeti bulunmasın.

Ey Fâtır-ı Kadir! Ey Fettâh-ı Allâm! Ey Faal-i Hallâk! Nasıl arz, bütün sekenesiyle hâlikının Vâcibül-Vücûd olduğuna şehâdet eder.. öyle de: Senin -Ey Vâhid-i Ehad! Ey Hannân-ı Mennân! Ey Vehhâb-ı Rezzak!- vahdetine ve ehadiyyetine, yüzündeki sikkesiyle ve sekenesinin yüzlerindeki sikkeleriyle ve birlik ve beraberlik ve birbiri içine girmek ve birbirine yardım etmek ve onlara bakan Rubûbiyyet isimlerinin ve fiillerinin bir olmak cihetinde, bedahet derecesinde senin vahdetine ve ehadiyyetine şehâdet, belkî mevcûdât adedince şehâdetler eder. Hem nasıl, zemin bir ordugâh, bir meşher, bir tâlimgâh vaziyetiyle.. ve nebatat ve hayvanat fırkalarında bulunan dört yüz bin muhtelif milletlerin ayrı ayrı cihâzâtları muntazaman verilmesiyle,

Dinle
-