ve ba’zan ağaç gibi bir kelimede bir kasideyi ve çekirdek gibi bir noktada bir kitabın tamam bir fihristesini yazan bir kalem işlediğini gözümüzle gördüğümüz bu nihayetsiz mânidar ve her kelimesinde çok hikmetler bulunan şu mecmûa-i kâinat ve bu mücessem Kur’ân-ı ekber-i âlem, mezkûr misaldeki kitaptan ne derece büyük ve mükemmel ve mânidar ise, o derecede sizin okuduğunuz fenn-i hikmetül-eşya ve mektepte bilfiil mübaşeret ettiğiniz fenn-i kıraat ve fenn-i kitabet, geniş mikyaslariyle ve durbîn gözleriyle bu kitab-ı kâinatın Nakkaşını, Kâtibini hadsiz kemâlâtiyle tanıttırır. “Allahu Ekber” cümlesiyle bildirir, “Subhanallah” takdisiyle târif eder, “Elhamdülillâh” senâlariyle sevdirir...
İşte bu fenlere kıyasen, yüzer fünundan her bir fen, geniş mikyasiyle ve husûsi ayinesiyle ve dürbînli gözüyle ve ibretli nazariyle bu kâinatın Hâlık-ı Zülcelâlini esmâsiyle bildirir, sıfâtını, kemâlâtını tanıttırır.
İşte bu muhteşem ve parlak bir bürhan-ı vahdaniyet olan mezkûr hücceti ders vermek içindir ki, Kur’ân-ı Mu’cizül-Beyân, çok tekrar ile en ziyâde
âyetleriyle Hâlıkımızı bize tanıttırıyor, diye o mektepli gençlere dedim. Onlar dahi tamamiyle kabul edip tasdik ederek: “Hadsiz şükür olsun Rabbimize ki, tam kudsî ve ayn-ı hakîkat bir ders aldık. Allah senden razı olsun” dediler.
Ben de dedim: İnsan binler çeşit elemler ile müteellim ve binler nevi lezzetler ile mütelezziz olacak bir zihayat makine ve gâyet derece acziyle beraber hadsiz maddî, ma’nevî düşmanları ve nihayetsiz fakriyle beraber hadsiz zâhirî ve bâtınî ihtiyaçları bulunan ve mütemadiyen zeval ve firak tokatlarını yiyen bir biçâre mahlûk iken, birden îman ve ubûdiyetle böyle bir Pâdişâh-ı Zülcelâle intisab edip, bütün düşmanlarına karşı bir nokta-i istinâd ve bütün hâcâtına medâr bir nokta-i istimdâd bularak, herkes mensup olduğu efendisinin şerefiyle, makamiyle iftihar ettiği gibi, o da böyle nihayetsiz kadîr ve rahîm bir pâdişâha îman ile intisap etse ve ubûdiyetle hizmetine girse ve ecelin idam ilânını kendi hakkında terhis tezkeresine çevirse, ne kadar memnun ve minnetdar ve ne kadar müteşekkirâne iftihar edebilir, kıyas ediniz.