Tarihçe-i Hayat | Altıncı Kısım - Emirdağ Hayatı | 503
(453-540)

Sonra, senin gibi ehl-i tahkik bir âlimin, Risâle-i Nur’a, oraca ehemmiyetli bir hizmete vesile olacak Sabri’nin oraya gelmesi, ikinizden büyük bir hizmet-i Nûriye beklerken, bilâkis üç cihetle Nûr’a zarar geldiğini hissettim ve gördüm. Acaba neden bu zarar olmuş diye düşünürken, iki üç gün sonra haber aldım ki, Sabri, ma’nasız ve lüzumsuz seninle münakaşa etmiş; sen de hiddete gelmişsin. Eyvah! dedim. “Yâ Rab! Erzurum’dan imdadıma yetişen bu iki zâtın münakaşasını musalâhaya tebdil et” diye duâ ettim. Risâle-i Nûr’un İhlâs Lem’alarında denildiği gibi; şimdi ehl-i îman, değil müslüman kardeşleriyle belki Hıristiyanın dindar ruhânîleriyle ittifak etmek ve medâr-ı ihtilâf mes’eleleri nazara almamak, niza etmemek gerektir. Çünkü küfr-ü mutlak hücum ediyor. Senin hâmiyet-i dîniyen ve tecrübe-i ilmiyen ve Nurlara karşı alâkan sebebiyle, senden rica ediyorum ki; Sabri ile geçen macerayı unutmağa çalış; ve onu da afvet ve helâl et. Çünkü; o kendi kafasiyle konuşmamış; eskidenberi hocalardan işittiği şeyleri lüzumsuz münakaşa ile söylemiş.

Bilirsin ki, büyük bir hasene ve iyilik, çok günahlara keffaret olur. Evet, o hemşehrimiz Sabri, hakîkaten Nûr’a ve Nur vasıtasiyle îmana öyle bir hizmet eylemiş ki, bin hatâsını afvettirir. Sizin âlîcenâblığınızdan, o Nur hizmetleri hâtırı için, dost bir hemşehri ve Nur hizmetinde bir arkadaş nazariyle bakmalısınız. Sahabelerin bir kısmı, o harblerde, adalet-i izafiye ve nisbiye ve ruhsat-ı şer’iyyeyi düşünüp, tâbi olarak, Hazret-i Alinin (R.A.) tâkib ettiği adalet-i hakîkiye ve azimet-i şer’iyye ile beraber; zâhidâne, müstağniyane, muktesidane mesleğini terkedip, muhalif tarafa bu içtihad neticesinde girdiklerini; hatta, İmâm-ı Ali’nin (R.A.) kardeşi Ukayl ve Habr-ül-Ümme unvanını alan Abdullah İbn-i Abbas dahi, bir vakit muhalif tarafında bulunduklarından, hakîki Ehl-i Sünnet Vel-cemâat,


bir düstûr-u esasiye-i şer’iyyeye binâen



diyerek o fitnelerin kapısını açmayı ve bahsetmeyi câiz görmüyorlar. Çünkü, îtiraza müstehak bir kaç tane varsa, tarafgirlik damariyle büyük sahabelere, hatta muhalif tarafında bulunan Âl-i Beyt’in bir kısmına ve Talha (R.A.) ve Zübeyr (R.A.) gibi Aşere-i Mübeşşere’den büyük zâtlara îtiraza başlar, zem ve adavet meyli uyanır diye, Ehl-i Sünnet o kapıyı kapamak tarafdarıdır.

Dinle
-