Tarihçe-i Hayat | Altıncı Kısım - Emirdağ Hayatı | 530
(453-540)

Hey’et-i Vekileye ve Milletvekilleri Riyasetine Cüz’î, Fakat Ehemmiyetli Bir Mâruzatımdır.

Otuz seneden beri hayat-ı siyâsiyeden çekildiğim halde, bu sırada bir def’aya mahsus olarak, vatanî ve millî ve âsâyişî bir mes’eleyi beyan ediyorum. Şöyle ki:

Çok emârelerle kat’i kanaatımız geldi ki; anarşilik hesabına bana ve bu Emirdağ kasabasına ve dolayısiyle bu vatana bir sû’-i kasd var ki, bir habbeyi kubbeler ve bir sinek kanadı kadar ehemmiyeti olmıyan bir hâdiseyi dağ gibi gösterip, sükûnete muhtaç olan bu vatanda beni bahâne edip, anarşilik hesabına ve bir ecnebi plâniyle bize, yâni biçâre vatandaşlarımızı îdam-ı ebedîden ve şübehât-ı uhreviyeden kurtarmağa çalışan Nur Şâkirdlerine, bütün bütün kanunsuz ve keyfî hücum edildi. Pek zâhir bir garaz ile, evham yüzünden, baruta ateş atmak gibi, bu vatana ve âsâyişe beni bahâne edip sû’-i kasd edildi. Şöyle ki:

Üç mahkeme, yirmi senelik mektuplarımı ve kitaplarımı ve hallerimi inceden inceye tedkikden sonra, bize ve kitaplarıma beraat verdiği halde ve üç seneden beri te’lifatı terkettiğim ve haftada ancak bir mektup yazabildiğim ve mecbûr olmadan herbiri bir gün nöbetle zarûri hizmetimi yapan üç-dört terzi çırağından başka kimseyi kabul etmediğim halde, ve serbestiyet verildiği ve memleketime gitmediğim halde, hiç ömrümde görmediğim bir tarzda ve resmî bir sûrette beni hiddete getirip bir hâdise çıkarmak için, tahkir ve ihânet kasdiyle, kanunsuz ve garazla, beni taharri ile kapımın kilidini kırıp, Kur’ânımı ve Arabî levhalarımı evrâk-ı muzırra gibi alıp götürmekle beraber, adliyenin mühim bir me’muru, resmen buradaki me’murlara âmirane demiş ki: “Said’i iki jandarma ile teşhir sûretinde çıkarıp, zorla başına şapka giydirip, öylece ifadeye getirmeli idiniz. Hem ona yanaşanları tutunuz.” diye, ehemmiyetli bir mecliste ve ayn-ı Hakîkat olan ifademi okudukları vakit söylemiş. Bunda şek ve şüphe kalmadı ki; beni tahkir ve ihânet edip, hiddete getirip, âsâyişi bozmak garazı tâkib ediliyor.

Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki, binler haysiyet ve şerefimi bu vatandaki biçârelerin istirahatına ve onlardan belâların define fedâ etmek için bana bir hâlet-i ruhiyeyi ihsan eylemiş ki; ben de, onların yaptığı ve niyetinde bulundukları tahkirat ve ihânetlere karşı tahammüle karar vermişim.

Dinle
-