Tarihçe-i Hayat | Altıncı Kısım - Emirdağ Hayatı | 532
(453-540)

Fakat Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki; benim gibi kabir kapısında, alâkasız, dünyadan usanmış, hürmetten, teveccüh-ü âmmeden kaçmış ve şân ü şeref ve hodfuruşluk gibi riyakârlıklara hiçbir meyli kalmamış bir vaziyette iken, bunların bana karşı kanunsuz ihânetlerinin hiçbir ehemmiyeti kalmadı; Cenâb-ı Hakk’a havale ediyorum. Bana lüzumsuz evham yüzünden eziyet edenlerin yakında ölümle îdam-ı ebediyyeye giriftar olacaklarını düşünüp, Hakîkaten acıyorum. Yâ Rabbî, onların îmanını Risâle-i Nur’la kurtar! İdam-ı ebedîden, sırr-ı Kur’ânla terhis tezkeresine çevir! Ben de onlara hakkımı helâl ediyorum!..


SAİD NURSÎ


* * *

Bediüzzaman Said Nursî’nin ders ve irşadiyle Hakîkata ulaşan ve Nur hizmetinde çok kıymettar ve yüksek hizmetleri sebkat eden kahraman ve hâlis bir talebenin, Üstadın mâhiyetini târif eden ayn-ı Hakîkat bir ifadesidir.

Bu günde, Mele-i Âlânın Arzda medâr-ı süruru.

Bu günde, sekene-i Arzın Mele-i Âlâda medâr-ı iftiharı.

Bu günde, Habibullahın medâr-ı nazarı.

Bu günde, müslümanlığın sertacı.

Bu günde, hak tariklerin şahı.

Bu günde, Hakîkatların imâmı.

Hem bu günde, Mahbûb-u Hüda.

Hem bu günde, allâme-i asır.

Hem bu günde, zulmetin nûru.

Hem bütün günlerde serdar-ı hidâyet.

Hem Molla Said-in Nursî..

Hem Bediüzzaman-el-Fahrüddevranî...

HUSREV


* * *
Dinle
-