Acaba, bir nutuk ile, isyan eden sekiz taburu itaate getiren ve kırk sene evvel, bir makalesiyle binler adamı kendine tarafdar yapan ve mezkûr üç dehşetli kumandanlara karşı korkmayan ve dalkavukluk yapmayan ve mahkemelerde, “Başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa ve her gün biri kesilse zındıkaya ve dalâlete teslim-i silâh edip, vatan ve millet ve İslâmiyete hıyânet etmem. Hakîkat-ı Kur’ân’a feda olan bu başımı zâlimlere eğmem!” diyen; ve Emirdağı’nda, beş-on âhiret kardeşi ve üç-dört hizmetçilerden başka kimse ile alâkadar olmayan bir adam hakkında; ittihamnâmede: “Bu Said, Emirdağı’nda gizli çalışmış, âsâyişe zarar vermek fikriyle orada bir kısım halkları zehirlemiş! Yirmi adam da etrafında O’nu medhedip, husûsi mektuplar yazdıkları gösteriyor ki, O adam inkılâb ve hükümet aleyhinde gizli bir siyaset çeviriyor.” diyerek, emsalsiz bir adavet ve ihanetlerle iki sene hapse sokmak ve hapiste tecrid-i mutlak ile ve mahkemede konuşturmamakla ta’zib edenler, ne derece haktan ve adaletten ve insaftan uzak düştüklerini vicdanlarına havale ediyorum.
Hiç mümkün müdür ki, böyle haddinden yüz derece ziyâde teveccüh-ü âmmeye mazhar ve bir nutuk ile binler adamı itaate getiren ve bir makale ile, binlerle insanları İttihâd-ı Muhammedî (A.S.M.) Cemiyetine iltihak ettiren ve Ayasofya Câmiinde elli bin adama takdir ile nutkunu dinlettiren bir adam; üç sene Emirdağı’nda çalışsın, yalnız beş-on adamı kandırsın! ve âhiret işini bırakıp siyaset entrikaları ile uğraşsın. Yakın olduğu kabrine nurlar yerine lüzumsuz zulmetler doldursun... Hiç kabil midir? Elbette şeytan dahi bunu kimseye kabul ettiremez.
Dördüncüsü: Şapka giymediğimi mahkûmiyetime ehemmiyetli bir sebep göstermeleridir.
Beni konuşturmadılar, yoksa beni cezalandırmağa çalışanlara diyecektim ki; üç ay Kastamonu’da, polisler ve komiser karakolunda misafir kaldım. Hiçbir vakit bana demediler şapkayı başına koy. Ve üç mahkemede şapkayı başıma koymadığım ve başımı mahkemede açmadığım halde bana ilişmedikleri ve yirmi üç sene ba’zı dinsiz zâlimlerin o bahane ile bana gayr-ı resmî, çok sıkıntılı ve ağır, bir nevi ceza çektirdikleri ve çocuklar ve kadınlar ve ekseri köylüler ve dâirede me’murlar ve bere giyenler şapka giymeğe mecbûr olmadıkları ve hiçbir maddî maslahat giymesinde bulunmadığı halde,