Peki amma, dinlemezlerse? Dinleyenlere, îman edenlere tekrar edin; çünkü yaptığınız iş iyidir.. insanlar için, cem’iyyet için, millet için, hükümet için, devlet için hayırlıdır; şerden, belâdan koruyucudur. Îman edenlere deyin ki:
Meali: “Ey bütün îman edenler.. Allah’a ve Resûlüne itaat edin de amellerinizi ibtal eylemeyin.”
Buna da inanmazlarsa, deyin ki: Tehlike.. vatan ve milletiniz için tehlike, dinde, dînin propagandasında değil, dinsizliktedir. Bunu Başvekilimiz de söyledi: “Sağcılığın, memleket için tehlikeli olduğu görülmemiştir. Bugün dîn propagandasına mâni bir hal yoktur; tedbir almağa da lüzum kalmamıştır.”
Muhterem hâkimler! Siz bilirsiniz, fakat bir kere de dâvâyı açan savcıya sorunuz.. bakalım hayır diyebilecek mi? Allah’ın emirleri, Kur’ân-ı Azîmüşşanın hikmetleri gençlere anlatılmaz, bildirilmezse, propaganda suçtur diye menedilirse, ahlâksızlık, iffetsizlik, köksüzlük, fuhuş, zina, katil suçlarının önüne geçmek yalnız ceza kanunlariyle kabil midir? “Komünizm” gibi bütün dünyayı tehdit eden erzel âfetin, gizli ve âşikâr, seri ve sinsi tahribatını tamamen ne ile önlemek mümkündür?
Muhterem vatansever, Allah’ına ve mukaddesatına bağlı necib Türk hâkimleri! Şu korkunç küfür propagandasına körpe Müslüman Türk çocuklarının temiz ve saf dimağlarını senelerce tahrip ederek felce uğratan korkunç dîn düşmanlarının akıttığı zehirlere bakın.
Ne korkunç hal ve tezadlar içindeyiz. Savcı bunu görmez, İslâm dînine ve bütün mukaddes dinlere yapılan bu korkunç taarruz ve hakareti tâkib etmez de, bu taarruzdan gençliğe muhafaza tedbirleri tavsiye edeni mi yakalar?
Pek muhterem Türk Müslüman hâkimler! Siz Kur’ân-ı Mübînin Allah’ın nurunun pırıltıları ile dolu olan ve yalnız o nur-u İlâhîyi aksettiren Risâle-i Nur Gençlik Rehberinden dolayı müvekkilimi mahkûm edemezsiniz!...