Siracınnûr | Münacat | 10
(5-20)

Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey azamet-i kibriyasından istitar etmiş olan Zât-ı Akdes! Zemînin bütün takdisat ve tesbihatiyle seni; kusurdan, aczden, şerikten takdis ve bütün tahmidat ve senalariyle sana hamd ve şükrederim.

Ey Rabbu’l-berri ve’lbahr! Kur’ân’ın dersiyle ve Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın ta’limiyle anladım ki: Nasıl gökler ve feza ve zemîn, senin birliğine ve varlığına şehâdet ederler, öyle de, bahirler, nehirler ve çeşmeler ve ırmaklar, senin vücûb-u vücûduna ve vahdetine bedahet derecesinde şehâdet ederler.

Evet, bu dünyamızın, menba-ı acâib buhar kazanları hükmünde olan denizlerde, hiçbir mevcûd hattâ hiçbir katre su yoktur ki; vücûduyla, intizamiyle, menfaatiyle ve vaziyetiyle hâlikını bildirmesin. Ve basit bir kumda ve basit bir suda rızıkları mükemmel bir sûrette verilen garib mahlûklardan ve hilkatleri gâyet muntazam hayvânât-ı bahriyeden, husûsan bir tanesi bir milyon yumurtacıkları ile denizleri şenlendiren balıklardan hiçbirisi yoktur ki, hilkatiyle ve vazifesiyle ve idare ve iaşesiyle ve tedbir ve terbiyesiyle yaratanına işâret ve rezzakına şehâdet etmesin.

Hem, denizde, kıymetdar, hâsiyetli, zînetli cevherlerden hiçbirisi yoktur ki, güzel hilkatiyle ve cazibedar fıtratiyle ve menfaatli hâsiyetiyle seni tanımasın, bildirmesin.

Evet, onlar birer birer şehâdet ettikleri gibi, hey’et-i mecmûasıyla, beraberlik ve birbiri içinde karışmak ve sikke-i hilkatte birlik ve îcadça gâyet kolay ve efradça gâyet çokluk noktalarından, senin vahdetine şehâdet ettikleri gibi; arzı, toprağıyla beraber, bu küre-i arzı kuşatan muhit denizlerini muallakta durdurmak ve dökmeden ve dağıtmadan Güneşin etrafında gezdirmek ve toprağı istilâ ettirmemek ve basit kumundan ve suyundan mütenevvi ve muntazam hayvânâtını ve cevherlerini halketmek ve erzak vesâir umûrlarını küllî ve tam bir sûrette idare etmek ve tedbirlerini görmek ve yüzünde bulunmak lâzım gelen hadsiz cenazelerinden hiçbirisi bulunmamak noktalarından, senin varlığına ve Vâcibü’l-Vücûd olduğuna mevcûdâtı adedince işâretler ederek şehâdet eder.

Ve senin saltanat-ı rubûbiyyetinin haşmetine ve her şey’e muhit olan kudretinin azametine pek zâhir delâlet ettikleri gibi, göklerin fevkindeki gâyet büyük ve muntazam yıldızlardan,

Ses Yok