Siracınnûr | Yirmibeşinci Lema | 38
(21-44)

Bütün mehâsiniyle bir cilve-i rahmeti olan senin Hâlik-ı Rahîmine îman ile intisabın ve onu tanıyıp hastalığın lîsanı acziyle niyazın elbette senin bu gurbetteki kimsesizlik hastalığın, herşeye bedel onun nazar-ı rahmetini sana celbeder.

Mâdem o var, sana bakar, sana her şey var. Asıl gurbette, kimsesizlikte kalan odur ki; îman ve teslimiyetle ona intisab etmesin veya intisabına ehemmiyet vermesin.

YİRMİ DÖRDÜNCÜ DEVA: Ey ma’sûm hasta çocuklara ve ma’sûm çocuklar hükmünde olan ihtiyarlara hizmet eden hasta bakıcılar!... Sizin önünüzde mühim bir ticaret-i uhreviye var. Şevk ve gayret ile o ticareti kazanınız...

Ma’sûm çocukların hastalıklarını, o nazik vücûdlara bir idman, bir riyazet ve ileride dünyanın dağdağalarına mukavemet verdirmek için, bir şırınga ve bir terbiye-i Rabbaniye gibi, çocuğun hayat-ı dünyevisine ait çok hikmetlerle beraber ve hayat-ı ruhiyesine ve tasaffi-i hayatına medâr olacak büyüklerdeki keffaretü’z-zünub yerine, ma’nevî; ve ileride veyahud Âhirette terakkiyat-ı ma’nevîyesine medâr şırıngalar nev’indeki hastalıklardan gelen sevab, peder ve vâlidelerinin defter-i a’mâline, bilhassa sırr-ı şefkatle çocuğun sıhhatını kendi sıhhatına tercih eden vâlidesinin sahife-i hasenatına girdiği, ehl-i hakîkatca sâbittir.

İhtiyarlara bakmak ise; hem azîm sevap almakla beraber, o ihtiyarların ve bilhassa peder ve vâlide ise, duâlarını almak ve kalblerini hoşnut etmek ve vefâkârane hizmet etmek, hem bu dünyadaki saadete, hem Âhiretin saadetine medâr olduğu rivayat-ı sahihe ile ve çok vukuat-ı tarihiye ile sâbittir.

İhtiyar peder ve vâlidesine tam itaat eden bahtiyar bir veled, evlâdından aynı vaziyeti gördüğü gibi, bedbaht bir veled, eğer ebeveynini rencide etse; azab-ı uhreviden başka, dünyada çok felâketlerle cezasını gördüğü , çok vukuatla sâbittir.

Evet ihtiyarlara, ma’sûmlara, yalnız akrabasına bakmak değil; belki ehl-i îman (mâdem sırr-ı îmanla uhuvvet-i hakîkiye var) onlara rastgelse, muhterem hasta ihtiyar ona muhtaç olsa, ruh u canla ona hizmet etmek İslâmiyetin muktezasıdır.

YİRMİ BEŞİNCİ DEVA : Ey hasta kardeşler ! Siz, gâyet nafi ve her derde deva ve hakîki lezzetli kudsî bir tiryak isterseniz: “ Îmanınızı inkişaf ettiriniz” yâni tevbe ve istiğfar ile ve namaz ve ubudiyetle, o tiryakî kudsî olan îmanı ve îmandan gelen ilacı isti’mal ediniz.

Ses Yok