Siracınnûr | Denizli Müdafaanamesi | 240
(180-248)

Reis Beyefendi,

Ankara makâmatına, Reis-i Cumhura istida sûretinde gönderdiğim müdafaanâmemi ve başvekâletin de, bunu ehemmiyetle kabul ettiklerini gösteren cevabî mektubunu rabten sunuyorum, takdim ederim. Makam-ı iddianın aleyhimizde beyân ettiği asılsız, ittihamkârâne evhamın kat’i cevabları bu müdafaâtımda vardır. Sâir yerlerin garazkârâne ve sathî zabıtnâmelerine bina edilen, buranın ehl-i vukuf raporunda, hilâf-ı vâki ve mantıksız çok sözler vardır ki, onlara karşı da, bu i’tirâznâmem takdim edilmişti. Ezcümle:

Size evvelce arzettiğim gibi, Eskişehir Mahkemesine, 163. madde ile, beni mahkûm etmek istedikleri zaman demiştim: Hükümet-i Cumhuriyenin iki yüz meb’usu içinde aynı rakam 163 meb’usun imzalarıyla, Van’daki Dârü’l-Fünunuma (medreseme) yüz elli bin banknot tahsisat kabul etmeleri ve onun ile hükümet-i Cumhuriyenin bana karşı teveccühü, “bu 163. maddeyi hakkımda, hükümden ıskat ediyor.” dediğim halde, o ehl-i vukuf, “ 163 meb’us. Said aleyhinde tâkibat yapmışlar.” diye tahrif etmiş.

İşte makam-ı iddia da, bu ehl-i vukufun böyle bütün bütün asılsız ittihamlarına binâen, bizi mes’ul tutuyor.

Halbuki, meclisinizin kararıyla, en yüksek hey’et-i ilmiye ve fenniyenin tetkikine ve tahkikine havale edilen Risâle-i Nur’un bütün eczaları tetkikten sonra, bil’ittifak, hakkımızda verdiği kararda “Said’in ve Risâle-i Nur Şâkirdlerinin yazılarında; dîni, mukaddesatı âlet edip, devletin emniyetini ihlâle teşvik veya bir cem’iyyet kurmak ve hükümete karşı bir sû-i maksadı bulunmak, kasdında olduğunu gösterir bir sarahat ve bir emâre olmadığını ve Said’in Şâkirdleri, muhaberelerinde hükümete karşı kötü bir kasd beslemek, bir cem’iyyet kurmak veya tarikat gütmek fikriyle, hareket etmedikleri anlaşılmaktadır.” diye müttefikan karar vermişler.

Hem ehl-i vukuf, “Said Nursî’nin yüzde doksan risâlesi; hem samimî, hem hasbî, hem ilim ve hakîkat ve din esaslarından hiçbir cihetle ayrılmamışlar; bunlarda, dîni âlet etmek veya cem’iyyet teşkil etmeye, emniyeti ihlâl hareketinin bulunmadığı sarihtir. Şâkirdlerin birbiriyle ve Sâid Nursî’yle muhabere mektupları da, bu nevidendirler.

Ses Yok