Müdafalar | Müdafalar | 126
(1-190)
İddia makamının, Risale-i Nur'a olan hizmetimi bu derece i'zâm etmesine taaccüb etmekteyim. Mesela: Birçok mektublarda geçen Sabri ismi bana atfediliyor. Risale-i Nur Talebelerinin içinde kimbilir ne kadar Sabriler var! Matbu' veya gayr-ı matbu' mektupların hangisinde imzam mevcud ise, o mektubların muhtevası hakkında daima izahat verebilirim. Bunun haricindeki mektublara cevab vermeğe mecbur değilim. Şu altmışbir yaşıma kadar bir gün bile bir suç için hükûmet kapısına girmemiş ve otuzbeş senedir Konya'daki ticaret hayatımda bir defa olsun belediye cezasına mahkum olmamışım. Bilumum devletin hayır müesseselerine şu zamana kadar yaptığım yardımların makbuzları mahfuzdur. Bundan uzun uzadıya bahsetmeyi huzurunuzda fuzûli addederim.
Tahkikatın ilk safhasında verdiğim samimi ve mutlak bir hüsn-ü niyet mahsulü olan ifadelerimle, men-i muhakeme kararıyla üzerimden haksız bu töhmetin kaldırılacağını ümid ediyorum. Fakat maatteessüf, bu beyhude mağduriyet -elyevm- devam etmektedir.
Bediüzzaman'a alâkadarlığımız, sırf bu yüksek din âliminin ilim ve irfanından istifade maksadıyladır. Bunun haricinde dünyevî hiçbir gaye mevcud değildir. Binâenaleyh, iddia makamının ileri sürdüğü yersiz cürüm isnadlarının yüksek adâlet ve vukûfunuzla red edileceğine emin bulunuyor ve netice; hakkımda sâdır olacak beraet kararına huzur-u kalble intizar ediyorum.
Afyon Cezaevinde Mevkuf
KonyalıSabri Halıcı

(Mehmed Çalışkan'ın Müdafaasıdır.) Ağır Ceza Mahkemesi Yüksek Katına AFYON Makam-ı bize isnad ettiği cürümlerde, Üstadım Bediüzzaman'a karşı şiddetli alâkamızı bir suç olarak göstermiş. Biz bu alâkayı bir suç olarak değil, mukteza-yı İslâmiyet olarak biliyoruz. Çünki; yetmiş arkadaşı ile birlikte mahkemeye verilen ve neticede beraet eden ve beraet kararını Mahkeme-i Temyiz tasdik eden ve hiçbir dünyevî siyaset ve işle alâkası olmayan ve bu alâkasızlığı, cumhuriyet hükümetinin adliyesince tahakkuk eden bir İslâm âlimine karşı alâkamızın hiçbir zaman suç olduğuna asla ihtimal vermiyoruz. Zaten bütün Emirdağı halkı bilirler ki, eskiden beri hâfız, hoca, fukara, gurebâ kimselere fevkalâde hürmetimiz vardır. Bu hürmetimizin neticesi olarak, onlarla hürmetkârâne konuşur ve hizmetlerini elimizden geldiği kadar yaparız. Aynen bunun gibi, dört sene evvel kazamıza misafireten ikâmete me'mur olarak gelen Bediüzzaman ile yakından alâkadarım. Eserlerini okumakla cidden manevi çok istifade ettim. Alâkam, kuru kuruya kalmadı. Vatana, millete nâfi olan fikirlerine iştirak ederek, eserlerinin teksiri için çalıştım. Ve oğlum Ceylan'ı -kendisi münzevî olduğu ve ihtiyar ve zaif bulunduğu için- arasıra zarûrî işlerini görmek için gönderiyordum. Gayemiz rızâ-yı İlâhî ve hedefimiz imân kurtarmak olduğu için, mezkur hakikatlardan dolayı mes'ul olacağımızı zannetmiyoruz. Yüksek mahkemenize samimiyet ve masumiyetimizi arz eder, beraetimizi taleb ederiz.
Afyon Cezaevinde Mevkuf
Emirdağlı Mehmed Çalışkan
(Hacı Osman Çalışkan'ın Müdafaasıdır.) Ağır Ceza Mahkemesi Yüksek Katına AFYON Makam-ı iddia, suç olduğunu asla tahmin etmediğim bazı mesaili iddianamesinde suç olarak göstermesine karşı, vicdan ve insafınıza sığınarak bir-iki mes'eleyi kısaca beyan ederim. Şöyle ki: Merhum pederimin sağlığında memleketimize gelen hoca, hâfız, gurebâya mehma-imkan yardım eder, onların dualarını almak için çalışırdık. İşte buna benzer bir şekilde, kazamıza dört sene evvel ikâmete me'mur olarak gelen Üstadım Bediüzzamanla alâka peyda ettim. Kendisini, görülen lüzûm üzerine muhakeme edildiğini, fakat mahkeme neticesinde müttefikan beraet ettiklerini ve beraet kararını -hükümleri kanun mahiyetinde olan- Temyiz Mahkemesinin tasdik ettiğini ve teşekkül eden ehl-i vukufların raporlarıyla, bu eserin vatana ve millete faydalı olduklarını öğrendim. Beraet etmiş bir şahısla konuşmak ve hiçbir zararı olmayan bir eseri okumak suç olmadığı kanâatı bende belirerek, Risale-i Nur'u okudum ve yazdım.. ve müellifini ziyaret ettim. Ve oğlum Halil'i, kendisinin hizmetini arasıra görmek için bu sene ve geçen sene gönderdim. Ve elden geldiği kadar istirahati için çalıştım. Bütün yaptığım bu olduğunu yüksek mahkemenize arz eder, beraetimi taleb ederim.
Afyon Cezaevinde Mevkuf
Emirdağlı Osman Çalışkan

(Hasan Çalışkan'ın Müdafaasıdır.) Ağır Ceza Mahkemesi Yüksek Katına AFYON Muhterem Hey'et-i Hâkime! Makam-ı iddia maddi hiç bir delil bulamadığı halde, kardaşlarımla hemfikir olduğumu suç olarak göstermiş. Makam-ı iddianın bunu nereden öğrendiğini sorar, fikir ve vicdan hürriyetinin hükümran olduğu vatanımızda, öz kardaşlarımla samimi olarak konuşmaklığımın bir suç teşkil ettiğini tahmin etmezdim. Sayın Hey'et-i Hâkime! Bütün Emirdağ halkınca malum olduğu üzere; ecdadımızdan gelen an'ânevi terbiye-yi makbûle ile ulemâya itaat, fukaraya yardım, gurebâya hizmet etmek bizde bir âdet halini almıştır. İşte böyle bir hâletin neticesi olarak, vatana, millete zararsız çok menfaati bulunan Bediüzzamanla, kardaşlarım gibi ben de alâkadar oldum. Arasıra ziyaret eder, verdiği dinî, ahlâkî nasihatlarından çok istifade ederdim. Hüsn-ü niyete dayanan alâkamın, nazar-ı insafınızda bir suç olmadığına inanır; mahkeme-i âdilenizden beraetimi taleb ederim.
Afyon Cezaevinde Mevkuf
Emirdağlı Hasan Çalışkan
Ses Yok