Müdafalar | Müdafalar | 171
(1-190)
(Mahkeme-i Temyiz'in Bozma Kararı) Türkiye Cumhuriyeti Yargıtay Birinci Ceza Dairesi Esas No: 1409 Karar No: 1120 Tebliğname : 8/71 Gereği düşünüldü, konuşuldu. Aşağıdaki karar tesbit edildi. KARAR
Suç işlemek kasdıyla teşkil eden cem'iyetlerin Medenî Kanunda ve Cem'iyetler Kanununda yazılı formaliteleri yerine getirmek suretiyle teşkil etmeyeceği ve ceza hukuku bakımından bu kâbil cem'iyetler bir takım kimselerin suç işlemek kasdıyla birleşmeleri halinde vücud bulacağı cihetle karar yerinde (Yani Afyon Mahkemesinin verdiği kararda) yazılı olan mûcib sebebler varid değildir.
Din ilminde rusûh ve vukufları olmayan bir kısım Nurcu veyahut Nur muhiblerinin kendi aralarındaki fikir birliği, nesilden nesile intikal eden ve dinen esas ve sahih akîdelerinden olmayan Mehdi gibi akîdeleri, dinin esasatından ve sahih akîdelerinden olduğuna kanaat getirmelerinden ve kendisine isnad olunan "keramet sahibliği"ni, bir taraftan mahviyet sıfat-ı memduhasına bürünerek kabûl etmemek ve diğer taraftan da Nur Risalelerinin manevi kudretinin, "mülhid ve zındık" addettiği kimselerin dalâlet-i ruhiyelerinde te'sirini gösterdiğini iddia eden sanık Said Nursî'yi keramet sahibi mukaddes bir şahıs olarak tanımalarından ibaret olmasına nazaran, Savcının (Yani Afyon müdde-i umumisinin) cem'iyetin mevcudiyetine aid itirazları, yerinde görülmediğinden reddiyle.. kararın beraet eden sanıklara aid kısmının onanmasına (yani tasdikine); diğer itirazlara (yani müdde-i umuminin aleyhimizdeki sâir itirazlarına) gelince:
Sanık Said Nursî tarafından yazılıp müstensih ile Arap harfleri ve yeni harflerle teksir edilmiş olan kitablarını.. ve Ahmed Feyzi Kul tarafından yazılıp teksir edildiği mâlum olmayan Mâidetü'l-Kur'an ve Hazînetü'l-Bürhan isimli eserin.. ve Nur Üstad ve şakirdleri tarafından birbirlerine yazılı, bazıları kah hâşiye ünvânıyla kitablara geçmiş ve bir kısmı da, kırmızı ve siyah kaplı iki defterde aynı el yazısıyla cem' edilmiş mektubların münderecatı:
Tesettür gibi kanuni müeyyidesi olmayan (yani hakkında kanuni bir mecburiyet olmayan) ve şapka giyilmesi gibi kanuni müeyyidesi bulunan içtimâi inkılâblar ve taaddüt-ü zevcat ve miras gibi ahkâm-ı şahsiyeye taalluk eden hukuki mevzular aleyhine, din esaslarına istinaden yazılmış olan bir takım fikir ve mütalaalardan ibaret olduğu.. ve bu mevzuların müteaddit kitablarda ve mektublarda "Mes'ele, Lem'a, Hâşiye, Nokta, Nükte" isimleri altında tekrarlandığı.. ve elde edilen kitablar ile mektubların bütün muhtevalarının Ankara'da bilirkişiler, ehl-i vukuf tarafından gözden geçirildiği ve üzerlerinde tevakkuf olunduğu.. ve karar yerinde (yani Afyon Kararında) ehl-i vukuf tarafından tedkik kılınmadığı yazılı bulunan "Zülfikar Mu'cizât-ı Ahmediye (A.S.M.) " ve "Asâ-yı Musâ" nın da Isparta Savcılığı tarafından kezalik Ankara'da müteşekkil bilirkişilere tedkik ettirildiği.. ve bilirkişilerin de; Said Nursî tarafından ebced yoluyla tevafuklardan yapılan istihraçların ve Beşinci Şua'da bir kısım zayıf veya mevzu hadislere dayanılarak serdolunun fikir ve mütalaaların şimdiki İslâm akâidine uygun düşmemekle beraber, bu yazıların halkı, hükûmetin emniyetini ihlâl edici hareketlere teşvik edici mahiyette olmadığı.." mütalaasında bulundukları görülmüş.
Ve 19/8/935'te Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinde 15/6/944 tarihinde, bu davada sanık bulunan Husrev Altınbaşak, Tahirî Mutlu, Ahmed Feyzi Kul, Re'fet Barutçu, Selahaddin Çelebi, Ahmed Nazif Çelebi, İbrahim Fakazlı ve Mehmed Feyzi Pamukçu ve sair arkadaşlarının beraetlerine karar verildiği...
Ve Afyon Ağır Ceza Mahkemesinde de yapılan duruşmada, evvelce verilen mahkumiyet ve beraet kararlarına mevzu teşkil eden yazılardan da karar yerinde (Afyon kararında) mevzu-u bahis yapıldığı.. dosya münderecatından anlaşılmıştır. Eskişehir ve Denizli ve Afyon Ağır Ceza Mahkemelerinde yapılan duruşmalarda suç mevzuu olan fikirler ve mütalaalar arasında esas itibariyle mutabakat mevcud olup, evvelce mahkumiyete mevzu teşkil eden yazılar ile Denizli Mahkemesinde beraet ile neticelenen yazılardan dolayı mahkumiyet kararı verilebilmesi,
1-Eskişehir'de mahkumiyeti intaç eden yazıların aynı kast altında yeniden neşredilmesine...
2-Aynı zamanda bu neşriyatın Denizli Mahkemesinde suç mevzuu olan mes'elelerden gayrı mes'eleler olmasına mütevakkıf olup.. Çünki, beraet kararına mevzu olan neşriyat hakkında Denizli Mahkemesince müttehaz karar ve mucib sebebler faraza hatalı olsa bile, hüküm sanıklar lehine kesinleşmiş ve o neşriyatın suç olmadığı hükmen kabul edilmiş bulunmasına nazaran.. bu hususların etraflı olarak incelenmesi ve beraetle neticelenen mevzuların ve neşriyatın ayırt edilmesi.. ve bu konuların karar yerinde mevzu-u bahis edilmemesi iktiza eder.
Halbuki dosya içinde bulunup, Mesela: Yirmidokuzuncu Mektub'un Altıncı Kısmı başlığını da ihtiva eden Hücûmat-ı Sitte adlı eserle, Yirmidokuzuncu Mektub'un Beşinci-Altıncı-Yedinci Kısımları başlığını taşıyan diğer bir eserin Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinde... ve Sirâcü'n Nur'un 284-297-299-331. sahifelerinde yazılı fikir ve mütalaaları, siyah ve kırmızı kaplı defterlerdeki mektubların Denizli Ağır Ceza Mahkemesinde tedkik kılındığı anlaşılmakta olup.. Hücûmat-ı Sitte ve Yirmidokuzuncu Mektub başlıklı ve yine Onaltıncı Lem'a'dan Yirmisekizinci Lem'a'ya kadar ünvanlı eserler el yazısı ile yazılmış olup mahkumiyetten sonra yeniden basmakla teksir edildiği hakkında hiçbir delil bulunmamasına.. ve Ahmed Feyzi Kul tarafından el ile yazılı, aramada elde edilen Mâidetü'l-Kur'an ve Hazînetü'l-Bürhan nâmındaki eser de tab' ve teksir edilmiş olmamasına.. ve kırmızı ve siyah kaplı iki deftere cem'edilmiş olan mektublar dahi muayyen şahıslar tarafından, muayyen şahıslara yazılmış olup bunlardan doğabilecek mes'uliyet de yalnız yazanın şahsına aid olabileceğine nazaran;
1-Eskişehir ve Denizli Mahkemelerindeki dosyalar celbedilerek, irâd olunan sual ve alınan cevablara göre (o mahkemelerde) suç mevzuu olan yazılar ile (Afyon Mahkemesinde suç mevzuu olan yazılar) arasında ayniyet ve mutabakat olup olmadığı tedkik edilmekle beraber..
2-Sirâcü'n-Nur kitabının evvelden yazılmış ve sonradan biraraya cem've telfik edilmiş ve Denizli Mahkemesince tedkik kılınmış olan Risale-i Nur cüzlerinden ibaret bir kitab olup olmadığı lâyıkıyla anlaşılmak üzere..
Ses Yok