Müdafalar | Müdafalar | 29
(1-190)
Mahkemenizde görülen ve benim ile alâkaları pek az olduğu anlaşılan bu birkaç adamın nâmını beş-altı şehr-i azime verip, o şehirleri dahi daire-i teşvikata dahil olduklarını göstermek; makam-ı iddianın istinad ettiği sorgu hâkimlerinin tahkikatı, onların da sathi tahkikatı, mülhid zalimlerin evhamlarına istinad ettikleri için biçare Aşçı Hüseyin koca Antalya şehri hükmünde tutup; yetmiş yaşında ateh getirmiş bir ihtiyarı, koca Aydın vilayeti gösterilerek "bir daire-i teşvikâ" manası verilmiş ve hakezâ diğerleri buna kıyasen büyütülmüştür.
İkinci Nokta: Makam-ı iddiada tecziyeme medar gösterdiği yedi-sekiz Lem'a olup, herbir Lem'a lâakal bir kelimeden ibaret iken bir-iki kelimenin zahiri nazarlarında tenkide layık görülmekle güya bütün o Lem'alar medar-ı tenkiddir diye, tecziyeme sebeb gösteriliyor. Tenkid edilen on onbeş kelimelerine, on-onbeş kitabı gösteriyor. Bu ise, bir habbeyi on kubbe yapmaktır. Tecziye ise, hassas bir mizanda hata ile ceza tartılır; böyle ifratkârâne ittihamlara mâneviyatın mizanı olan adâletin ilaçları nev'inde olan cezaları, o mübalağalı ittihamlara göre verilmez.
Hem o kitabların fihristesi olan "Onbeşinci Lem'a" da hiç mevcut olmayan bazı risalelerin mevzuundan bahsettiğinden, o mücmel mevzuatı koca bir risale ve tafsilli cevab yerinde olarak gösterilmiştir. Halbuki : Fihriste ile hiçbir cihetle muaheze olamaz. Hem, Fihriste ne dediğimi beyan etmiyor, yalnız cevab verdiğime işaret ediyor. Cevabım nedir ve nerededir; mahiyeti anlaşıldıktan sonra tecziyeme bir medar gösterilebilir.
Yüksek mahkeme-i âdilenin adaletinden ve hey'etin de hakperestâne vicdanlarından kuvvetle ümid ederim ki, tecziyemle bu zamanda beni inkar-ı adâlete sevk etmiyecektir. Beraetime ve Risale-i Nur 'un hürriyetine karar verilmesine, inâyet-i İlâhiye, bu yüksek mahkeme-i âdileyi muvaffak eylesin.
(Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi Vasıtasıyla) TEMYİZ MAHKEMESİ BİRİNCİ CEZA RİYASETİNE Temyiz eden, Eskişehir Hapishanesinde mevkuf Bitlisli Mirza oğlu Said Nursî, diğer taraf hukuk-u amme. Temyiz olunan hüküm ve karar: Dinî hissiyatı âlet ederek devletin dahili emniyetini ihlale teşebbüs suçundan dolayı Türk Ceza Kanununun 163. maddesi mûcibince bir sene müddetle ağır hapis cezası ile mahkumiyetime dair Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinden 19/8/1935 tarihli hüküm ve karardır. Temyizin sebebi; sâdır olan işbu hüküm ve karar, usul ve kanununa mugayir ve sübût-u delil ve sebeblerinden âri ve isnad olunan suçun anâsır-ı cürmüyye erkanını gayr-ı câmi' bulunmakla beraber, indel-mahkeme mesbut müdafaatım tamamen delilsiz olarak red ve hukukum tamamen ihlal edilmiş olması hasebiyle, ruh-u kanun ve adâlete uygun olmayan mezkur hükme adem-i kanaatle, müddeti içinde şerâitine tab'en temyiz-i dava ile işbu hükmün nakzını ister ve şerâit-i temyizden olan fakr-ı hal mazbutası rabten takdim edilmiş... ve bozma sebebleri birer birer aşağıda arz edilmiştir.
MAHKEME-İ TEMYİZ LAYİHASI Dünyada hiçbir misli görülmemiş bir haksızlığa maruz kaldım. 163. madde-i kanuniye ile beni ve yüzyirmi risalemi mahkum ettiler. Halbuki, o madde-i kanuniyenin bana temas ettiğine dair evrak-ı tahkikiye arasında mevcud ve size takdim edilen son müdafaatım ve üç itiraznamem, yirmi cihetli kat'i delillerle bana temas etmediğini ve yirmi senede yazılan yüryirmi risalemin içinde, kendilerince medar-ı tenkid yirmi kelimeden aşağı mahdut birkaç nokta bulunmasiyle, ayrı ayrı kitap, ayrı ayrı zamanda yazılmış kıymetdar ve menfaatdar ve uhrevî ve Avrupa feylesoflarının ve feylesofların dinsiz ve mülhid şakirdlerine karşı -Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiyenin azalığı münasebetiyle- hakiki ve ilmî müdafaatım; çok zaman sonra kısmen ilcaat-ı zamana göre kabul edilen Kanun-u Medeninin bazı maddelerine, yüzbin kelimat içinde on-onbeş kelimenin muvafık gelmemesi sebebiyle hem benim mahkumiyetim taleb edilmiş; hem mühim keşfiyat-ı mâneviyeyi havi yüzyirmi kitab olan Risale-i Nur 'un elde bulunan nüshaları müsadere edilmiş ve inde'l-muhakeme bütün ilmi ve mantıkî ve kanuni iddia ve müdafaatım esbab-ı mucibe gösterilmeksizin sebebsiz ve kanunsuz reddedilmiştir.
İkinci Nokta: Makam-ı iddiada tecziyeme medar gösterdiği yedi-sekiz Lem'a olup, herbir Lem'a lâakal bir kelimeden ibaret iken bir-iki kelimenin zahiri nazarlarında tenkide layık görülmekle güya bütün o Lem'alar medar-ı tenkiddir diye, tecziyeme sebeb gösteriliyor. Tenkid edilen on onbeş kelimelerine, on-onbeş kitabı gösteriyor. Bu ise, bir habbeyi on kubbe yapmaktır. Tecziye ise, hassas bir mizanda hata ile ceza tartılır; böyle ifratkârâne ittihamlara mâneviyatın mizanı olan adâletin ilaçları nev'inde olan cezaları, o mübalağalı ittihamlara göre verilmez.
Hem o kitabların fihristesi olan "Onbeşinci Lem'a" da hiç mevcut olmayan bazı risalelerin mevzuundan bahsettiğinden, o mücmel mevzuatı koca bir risale ve tafsilli cevab yerinde olarak gösterilmiştir. Halbuki : Fihriste ile hiçbir cihetle muaheze olamaz. Hem, Fihriste ne dediğimi beyan etmiyor, yalnız cevab verdiğime işaret ediyor. Cevabım nedir ve nerededir; mahiyeti anlaşıldıktan sonra tecziyeme bir medar gösterilebilir.
Yüksek mahkeme-i âdilenin adaletinden ve hey'etin de hakperestâne vicdanlarından kuvvetle ümid ederim ki, tecziyemle bu zamanda beni inkar-ı adâlete sevk etmiyecektir. Beraetime ve Risale-i Nur 'un hürriyetine karar verilmesine, inâyet-i İlâhiye, bu yüksek mahkeme-i âdileyi muvaffak eylesin.
(Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi Vasıtasıyla) TEMYİZ MAHKEMESİ BİRİNCİ CEZA RİYASETİNE Temyiz eden, Eskişehir Hapishanesinde mevkuf Bitlisli Mirza oğlu Said Nursî, diğer taraf hukuk-u amme. Temyiz olunan hüküm ve karar: Dinî hissiyatı âlet ederek devletin dahili emniyetini ihlale teşebbüs suçundan dolayı Türk Ceza Kanununun 163. maddesi mûcibince bir sene müddetle ağır hapis cezası ile mahkumiyetime dair Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinden 19/8/1935 tarihli hüküm ve karardır. Temyizin sebebi; sâdır olan işbu hüküm ve karar, usul ve kanununa mugayir ve sübût-u delil ve sebeblerinden âri ve isnad olunan suçun anâsır-ı cürmüyye erkanını gayr-ı câmi' bulunmakla beraber, indel-mahkeme mesbut müdafaatım tamamen delilsiz olarak red ve hukukum tamamen ihlal edilmiş olması hasebiyle, ruh-u kanun ve adâlete uygun olmayan mezkur hükme adem-i kanaatle, müddeti içinde şerâitine tab'en temyiz-i dava ile işbu hükmün nakzını ister ve şerâit-i temyizden olan fakr-ı hal mazbutası rabten takdim edilmiş... ve bozma sebebleri birer birer aşağıda arz edilmiştir.
MAHKEME-İ TEMYİZ LAYİHASI Dünyada hiçbir misli görülmemiş bir haksızlığa maruz kaldım. 163. madde-i kanuniye ile beni ve yüzyirmi risalemi mahkum ettiler. Halbuki, o madde-i kanuniyenin bana temas ettiğine dair evrak-ı tahkikiye arasında mevcud ve size takdim edilen son müdafaatım ve üç itiraznamem, yirmi cihetli kat'i delillerle bana temas etmediğini ve yirmi senede yazılan yüryirmi risalemin içinde, kendilerince medar-ı tenkid yirmi kelimeden aşağı mahdut birkaç nokta bulunmasiyle, ayrı ayrı kitap, ayrı ayrı zamanda yazılmış kıymetdar ve menfaatdar ve uhrevî ve Avrupa feylesoflarının ve feylesofların dinsiz ve mülhid şakirdlerine karşı -Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiyenin azalığı münasebetiyle- hakiki ve ilmî müdafaatım; çok zaman sonra kısmen ilcaat-ı zamana göre kabul edilen Kanun-u Medeninin bazı maddelerine, yüzbin kelimat içinde on-onbeş kelimenin muvafık gelmemesi sebebiyle hem benim mahkumiyetim taleb edilmiş; hem mühim keşfiyat-ı mâneviyeyi havi yüzyirmi kitab olan Risale-i Nur 'un elde bulunan nüshaları müsadere edilmiş ve inde'l-muhakeme bütün ilmi ve mantıkî ve kanuni iddia ve müdafaatım esbab-ı mucibe gösterilmeksizin sebebsiz ve kanunsuz reddedilmiştir.
Ses Yok