Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 278
(1-445)
398/191- «Hazret-i Hâlid İbn-i Velid'e (Seyfullah'a) birkaç saçını verip, nusretine dua etmiş. Hazret-i
Hâlid, o saçları külâhında hıfzetmiş. İşte o saç ve duanın bereketi hürmetine, hiçbir harbe girmemiş illâ
muzaffer çıkmış.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 148
Me'hazler: Müstedrek-ül Hâkim 3/289; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/249; Mecma-uz Zevaid 9/349;
El-Metalib-ül Âliye 4/90 hadîs no: 4044, Busirî demiş: "Bu hadîsi Ebu Ya'lâ sahih bir senedle rivayet
etmiştir"; Eş-Şifa 1/331; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/667; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 4/3804; Delâil
ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/444; Feth-ül Barî Şerh-i Buharî 8/102; El-Hasais-ül Kübra 1/70
Zabıt şekli: Abdulhamid bin Ca'fer'den rivayet: Hâlid bin Velid (R.A.) Yermûk Harbi'nde külâhını
kaybetti. Emretti: "Onu arayıp bulunuz!" Aradılar, bulamadılar. Tekrar aradılar ve buldular, getirdiler... Bakmışlar ki, eski-meski bir külâh... Hazret-i Hâlid bin
Velid demiş ki: "Bu külâhın mes'elesini size anlatayım: Resul-i Ekrem (A.S.M.) umre yapıp saçını tıraş
ettiğinde, insanlar onun saçının etrafında toplanmaya başlarken, ben hepsinden önce mübarek saçının ön kısmından bir miktar ele geçirdim, onu şu külâhımda muhafaza ettim. Bu külâh benim yanımda olduğu müddetten beri, giydiğim bütün harblerde Cenab-ı Hak bana muzafferiyet ihsan eyledi."
399/192- «Selman-ı Farisî, evvelce Yahudîlerin abdi imiş. Onun seyyidleri, onu azad etmek içni çok
şeyler istediler. "Üçyüz hurma fidanını dikip meyve verdikten sonra, kırk okıyye altın vermekle azad
edilirsin" dediler.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a geldi, beyan-ı hâl etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
kendi eliyle, Medine civarında üçyüz fidanı dikti. Yalnız bir tanesini başkası dikti. O sene zarfında, Resul
i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın diktiği bütün fidanlar meyve verdi. Yalnız bir tek başkası dikmişti, o
tek meyve vermedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onu çıkardı, yeniden dikti. O da meyve verdi.
Hem tavuk yumurtası kadar bir altını, ağzının tükürğünü ona sürdü, dua etti, Selman'a verdi. Dedi: "Git
Yahudîlere ver." Selman-ı Farisî gidip o altından kırk okıyyeyi onlara verdi; o tavuk yumurtası kadar olan
altın, eskisi gibi baki kaldı.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 148
Me'hazler: Müstedrek-ül Hâkim 2/16, İmam-ı Zehebî rivayeti kısmen kabul etmiş, bir kısmına da
ilişmiş; Müsned-i Ahmed 5/441, 442 ve 6/112, 150 6e 209; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/332, İmam-ı Heysemî;
"Onun ricali, sahih ricalidir" demiş; Tabakat-ı İbn-i Sa'd 4/53, 57; Cem'-ül Fevaid 2/550 ve ayrıca 465
no.lu bölümdeki me'hazlere de bakılabilir.
Zabıt şekli: Hülâseten Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için başka bir şey yazmaya gerek
duyulmadı.
400/193- «Ümm-ü Mâlik isminde bir sahabiye, "ukke" denilen küçük bir yağ tulumundan, Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a yağ hediye ederdi. Bir def'a Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona
dua edip ukkeyi vermiş; ferman etmiş ki: "Onu boşaltıp sıkmayınız." Ümm-ü Mâlik ukkeyi almış. Ne vakit
evlâdları yağ isterlerse, bereket-i dua-yı Nebevî ile ukkede yağ bulurları. Hayli zaman devam etti. Sonra
sıkıldı, bereket kesildi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 148
Me'hazler: Müsned-i Ahmed 3/242, 340 ve 347; Sahih-i Müslim hadîs no: 2280; El-Hasais-ül Kübra
2/246, 247 ve 248 (ayrı ayrı birkaç tarikle); Cem'-ül Fevaid 2/480; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/113 ve
123; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/332; Nesim-ür Riyad, Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/149; keza Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül
Karî 2/149; El-Feth-ül Kebir 3/48, İmam-ı Hâkim ve Sahih-i Müslim'den nakil; Delâil-ün Nübüvve - Ebu
Nuaym 2/558-559; Mecma-uz Zevaid 8/309; El-Musannef - İbn-i Ebi Şeybe hadîs no: 11809
Zabıt şekli: Bütün rivayetlerde; Ukkede bereketin kesilmesiyle yağın bittiği zaman, Ümm-ü Mâlik
(R.A.) Resul-i Ekrem'e gelmiş, durumu anlatmış. O da, ona ferman etmiş: "Eğer onu sıkmasaydın, hep
öyle kalıp giderdi" demiş.
Ses Yok