Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 279
(1-445)
DUA VE TEMASIYLA SULARIN TATLILAŞMASI VE GÜZEL KOKU
VERMESİYLE ALÂKADAR MU'CİZELER

401/194- «İmam-ı Beyhakî başta, ehl-i hadîs haber veriyorlar ki: Bi'r-i Kubâ denilen kuyunun suyu
bazı kesiliyordu. Yani bitiyordu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm abdest suyunu içine koyup dua
ettikten sonra, kesretle devam etti, daha hiç kesilmedi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 149
Me'hazler: Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/136; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 6/101; Eş-Şifa
Kadı İyaz 1/331; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/668
Zabıt şekli: Beyhakî'nin Delâil-ün Nübüvve eserindeki rivayet: Yahya bin Said'den rivayet, demiş ki:
Enes bin Mâlik (R.A.) Kubâ'da yanımıza geldi. Oradaki Kubâ kuyusunu sordu. Ona gösterdim. Dedi ki:
"Evet, bu kuyu bir zamanlar, bir adamın merkebini sulamak için bir-iki kova su çekilince suyu bitiyordu.
Resul-i Ekrem buraya geldi..." ve rivayetin diğer kısmı aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzdadır.
402/195- «Başta Ebu Nuaym Delâil-ün Nübüvvet'te, ehl-i hadîs haber veriyorlar ki: Enes'in evindeki
kuyuya, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm tükürüğünü içine atıp dua etmiş, Medine-i Münevvere'de
en tatlı su o olmuş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 149
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/331, 2/332; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/668
Zabıt şekli: Molla Aliyy-ül Karî, Ebu Nuaym'in Delâil-ün Nübüvve eserinden naklederek, bunun da
Şemail-i Şerif sahibinden bu mu'cizeyi dile getiren şu şiiri ile sıhhatini kaydetmektedir:
Yani: "Eğer O'nun ağız suyu, acı sulu denizlere de bırakılsaydı, o denizin suları bile tatlışacaktı."
403/196- «İbn-i Mâce haber veriyor ku: Mâ-i Zemzem'den bir kova su, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm'a getirdiler. Bir parça ağzına aldı, kovaya boşalttı. Kova misk gibi râyiha verdi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 149
Me'hazler: İbn-i Mace 1/216 hadîs no: 659; El-Feth-ür Rabbanî Şerh-i Müsned 22/67; Eş-Şifa - Kadı
İyaz 1/332; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/669; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 22/70, 119 ve 120
Zabıt şekli: İbn-i Mace'deki hadîsin râvisi olan Abdulcebbar bin Vâil babasından duymuş, der ki: "O
su, o kadar râyiha verdi ki; kovanın harici dahi koku vermeye başladı, râyihalandı." Müsned-i Ahmed'in
muhakkiki olan Saatî, hadîsin sahih olduğunu kaydetmiş.
404/197- «İmam-ı Ahmed İbn-i Hanbel haber veriyor ki: Bir kuyudan, bir kova su çıkardılar. Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm içine ağzının suyunu akıtıp kuyuya boşalttıktan sonra, misk gibi râyiha
vermeğe başladı.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 149
Me'hazler: El-Feth-ür Rabbanî, Şerh-ü Müsned-i Ahmed 22/67; İbn-i Mace 1/216 hadîs no: 659
Zabıt şekli: İmam-ı Ahmed bin Hanbel'in hadîsi aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzdadır. Bu
hadîsin râvisi de, Vâil bin Abdulcebbardır.
405/198- «Ricalullahtan ve İmam-ı Müslim ve ülema-i Mağrib'in mutemedi ve makbulü olan Hammad
İbn-i Seleme haber veriyor ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm deriden bir tuluğa su doldurup
ağzına üflemiş, dua etmiş. Bağladı, bir kısım sahabeye verdi. "Ağzını açmayınız! Yalnız abdest aldığınız
vakit açınız." demiş. Gitmişler, abdest almak vaktinde ağzını açmışlar. Görüyorlar ki, hâlis bir süt,
ağzında da kaymak yağ.»Risalede yeri: Mektubat sh: 149
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/334; Nesim-ür Riyad - Hafacî 3/160; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî
1/673
Zabıt şekli: Rivayet, İbn-i Sa'd'dan geliyor. Hammad bin Seleme mürsel olarak hadîsi Sâlim bin Ebi
Ca'd'dan rivayet etmektedir. Rivayetin sair tarafı, aynen Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarsdadır.
RESUL-İ EKREM'İN MESH VE DUASIYLA KISIR VE SÜTSÜZ KEÇİLERİN
SÜTLÜLEŞMELERİ İLE ALÂKADAR MU'CİZELER

406/199- «Ehl-i Siyerin bütün muteber kitabları haber veriyorlar ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm, Ebu Bekir-is Sıddık ile beraber hicret ederken, Âtiket Bent-il Huzaiyye denilen Ümm-ü Ma'bed
hanesine gelmişler. Gayet zaif, sütsüz, kısır bir keçi orada vardı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm,
Ümm-ü Ma'bed'e ferman etti: "Bunda süt yok mudur?" Ümm-ü Ma'bed demiş ki: "Bunun vücudunda kan
yoktur, nereden süt verecek?" Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm gidip o keçinin beline elini sürmüş,
memesini de meshetmiş, dua etmiş. Sonra demiş: "Kap getiriniz, sağınız!" Sağdılar. Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebu Bekir-is Sıddık ile içtikten sonra, o hane halkı da doyuncaya kadar içmişler.
O keçi kuvvetlenmiş, öyle de mübarek kalmış.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 149
Me'hazler: Müstedrek-ül Hâkim 3/9 (Hişşam bin Hubeyş bin Huveylid'den rivayet); Şerh-üs Sünne
Begavî 13/261; Cem'-ül Fevaid 2/81; El-Hasais-ül Kübra 1/466; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/83; Sıfat
üs Safve - Ebu-l Ferec İbn-ül Cevzî 1/138; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/333; Mecma-uz Zevaid 6/58, 8/313
(Heysemî demiş: Bunu Bezzar rivayet etmiş, onun ricali de sahih hadîs ricalidir); El-Bidaye Ven-Nihaye
İbn-i Kesir 3/190; Tabakat-ı İbn-i Sa'd 1/230; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/669; Mu'cem-üt Taberanî
4/3605, 7/6508 ve 24/863; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/338; Er-Rahik-ul Mathum - Safiyy-ür
Rahman sh: 200
Zabıt şekli: Müstedrek-ül Hâkim'in hadîsi: (Zehebî de sıhhatine karar vermiştir.) Hişşam bin Hubeyş
bin Huveylid rivayet etmiş ki: Resul-i Ekrem (A.S.M.) Ümm-ü Ma'bed'den -kocası evde bulunmadığı bir
sırada- et veya hurma satın almak istemiş. Fakat hiçbir şey bulamamış... O sırada Resul-i Ekrem'in
mübarek gözleri, çadırın bir köşesinde bir keçiye ilişmiş. Demiş: "Ya Ümm-ü Ma'bed bu keçi nedir?" O
da demiş: "Za'fiyetten sürüsünden kalmış bir hayvandır." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm: "Onda
hiç süt yok mu?" diye sormuş. Ümm-ü Ma'bed ise demiş "Yok!" Resul-i Ekrem (A.S.M.) demiş ki: "Öyle
ise, bana izin verir misin ben gidip onu sağayım..." Ve hadîsin sair kısmı aynen Üstad'ın yazdığı tarzdadır.
Ses Yok