Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 281
(1-445)
412/205- «Âiz İbn-i Amr'ın Gazve-i Huneyn'de yüzü yaralanmış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm, eliyle yüzündeki kanı silmiş. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın elinin temas ettiği yer,
parlak bir nuraniyet vermiş ki, muhaddisler tabir etmişler. Yani, doru atın alnındaki beyaz gibi, temas
yeri öyle parlıyordu.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 150
Me'hazler: Müstedrek-ül Hâkim 3/487; Eş-Şifa 1/324; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/674
Zabıt şekli: Müstedrek-ül Hâkim'in hadîsi şöyledir: Âiz bin Amr El-Müzenî dedi ki: "Ben Uhud
Harbi'nde Resulullah'ın yanı başında harbederken, yüzüme bir ok değdi. Kanlar yüzümden ve sakalımın
arasından göğsüme doğru akmaya başladı. Resulullah bunu böyle görünce, mübarek eliyle yüzümden tâ
göğsüme kadar akmakta olan kanları sildi..." Ve rivayetin diğer tarafı kısmen aynen, kısmen de az değişik
lafızlarladır.
413/206- «Katâde İbn-i Selman'ın yüzünce elini sürmüş, dua etmiş. Katâde'nin yüzü ayna gibi
parlamağa başlamış.»
Risalede yeri: Mektubat sh. 151
Me'hazler: Eş-Şifa 1/374; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/674; El-İsabe Fi-Temyiz-is Sahabe İbn-i
Hacer 3/225; Mecma-uz Zevaid 5/319; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/217; El-Hasais-ül Kübra 2/329
Zabıt şekli: Me'hazlerde hadîs ve rivayetin zabtı aynen Üstad'ın yazdığı gibidir. Yalnız me'haz
kitaplarda "Katâde bin Selman" değil, onun yerine "Katâde bin Milhan" vardır. Sehven kâtibler Risale'de
"Milhan" yerine "Selman" diye yazmış olabilirler. Çünki Sahabeler içinde, Katâde bin Selman diye bir
Sahabî ismi yoktur.
414/207- «Ümm-ül Mü'minîn Ümm-ü Seleme'nin kızı ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
üvey kızı Zeyneb'e, küçükken Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onun yüzüne abdest suyu atıp taltif
etmiş. O suyun temasından sonra, Zeyneb'in hüsn ü cemâli acib suret almış, bedi'ül-cemal olmuş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 151
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/334; Nesim-ür Riyad Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/163; keza Aliyy-ül Karî
1/675; Mecma-uz Zevaid 9/259
Zabıt şekli: Şerh-üş Şifa'da, Aliyy-ül Karî, bu hadîsi İbn-i Abdulberr'in "El-İstiab" kitabından
nakleder. Zabıt şekli de aynen Üstad'ın kaydettiği tarzdadır.
ONBEŞİNCİ NÜKTELİ İŞARET
HAYVANAT, ÖLÜLER, CİNLER VE MELEKLER İLE ALÂKADAR MU'CİZELER
415/208- «Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Ebu Bekir-is Sıddık ile, küffarın takibinden
kurtulmak için tahassun ettikleri Gâr-ı Hira'nın kapısında, iki nöbetçi gibi iki güvercin gelip beklemeleri
ve örümcek dahi perdedar gibi, hârika bir tarzda, kalın bir ağ ile mağara kapısını örtmesidir. Hattâ rüesa
yı Kureyşten, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın eli ile Gavze-i Bedir'de öldürülen Übeyy İbn-i
Halef mağaraya bakmış. Arkadaşları demişler: "Mağaraya girelim." O demiş: "Nasıl girelim? Burada bir
ağ görüyorum ki, (Hazret-i) Muhammed tevellüd etmeden bu ağ yapılmış gibidir. Bu iki güvercin işte
orada duruyor, adam olsa orada dururlar mı?"»
Risalede yeri: Mektubat sh: 152
Me'hazler: Eş-Şifa 1/313; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/368; Müsned-i Ahmed 1/248; El-Musannef
San'anî 5/389; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 3/179-181; Müsned-i Ebu Bekr-il Meruzî hadîs no: 73;
Nasb-ur Râye Fi-Tahrici Ehadîs-il Hidaye - Ez-Zeylaî 1/123; El-Hasais-ül Kübra 1/459 ve 460; Uyûn-ül
Eser - İbn-ü Seyyid-in Nâs 1/182; Cem'-ül Fevaid 2/81; Mecma-uz Zevaid 6/52-53, 7/27; Mu'cem-üt
Taberanî El-Kebir 20/1082; Müsned-ül Bezzar hadîs no: 1741; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/235,
236, 269 ve 270; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/213-214 ve 471; Ed-Duafa' - Akilî hadîs no: 364; Tarih
İbn-i Asakir 2/240-241
Zabıt şekli: Hazret-i Üstad'ın kaydettiğinin zâhirine göre içinde iki sehiv görünmektedir. Bu
sehivlerden birisi: "Gâr-ı Sevr" yerine "Gâr-ı Hira" denilmesidir. Bu husus için 342 numaralı bölümde
izahlar ve me'hazler verilmiştir,ki hâdise, ilk günü Gâr-ı Sevr'de değil, Gâr-ı Hira'da vaki' olduğu kuvvetli ihtimal dâhili olarak kaybedilmiş.
İkinci Sehiv: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın önceden haberini verdiği; Übeyy bin Halef'in
onun eliyle öldürüleceği hâdisesidir ki, onun vukuu Gazve-i Bedir'de değil, Gavze-i Uhud'da olduğu
hakkında bütün siyer kitapları müttefiktirler. Bedir Harbi'nde öldürülen Ümeyye bin Halef'tir. Hazret-i
Üstad'ın buradaki ibaresinin zâhirinde onu Bedir Harbi'nde göstermesi, herhalde ve mutlaka ya kâtiblerin
bir sehvidir veyahud da -eğer Hazret-i Üstad bilerek ve kat'î olarak yazmışsa- elbette onun bir bildiği
vardır.. veyahud da bu mes'ele için 244 no.lu bölümde verilmiş izah gibi, bu mes'elede de Bediüzzaman'ın bir hususî kanaatı olabilir.
Vesselâm, eliyle yüzündeki kanı silmiş. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın elinin temas ettiği yer,
parlak bir nuraniyet vermiş ki, muhaddisler tabir etmişler. Yani, doru atın alnındaki beyaz gibi, temas
yeri öyle parlıyordu.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 150
Me'hazler: Müstedrek-ül Hâkim 3/487; Eş-Şifa 1/324; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/674
Zabıt şekli: Müstedrek-ül Hâkim'in hadîsi şöyledir: Âiz bin Amr El-Müzenî dedi ki: "Ben Uhud
Harbi'nde Resulullah'ın yanı başında harbederken, yüzüme bir ok değdi. Kanlar yüzümden ve sakalımın
arasından göğsüme doğru akmaya başladı. Resulullah bunu böyle görünce, mübarek eliyle yüzümden tâ
göğsüme kadar akmakta olan kanları sildi..." Ve rivayetin diğer tarafı kısmen aynen, kısmen de az değişik
lafızlarladır.
413/206- «Katâde İbn-i Selman'ın yüzünce elini sürmüş, dua etmiş. Katâde'nin yüzü ayna gibi
parlamağa başlamış.»
Risalede yeri: Mektubat sh. 151
Me'hazler: Eş-Şifa 1/374; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/674; El-İsabe Fi-Temyiz-is Sahabe İbn-i
Hacer 3/225; Mecma-uz Zevaid 5/319; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/217; El-Hasais-ül Kübra 2/329
Zabıt şekli: Me'hazlerde hadîs ve rivayetin zabtı aynen Üstad'ın yazdığı gibidir. Yalnız me'haz
kitaplarda "Katâde bin Selman" değil, onun yerine "Katâde bin Milhan" vardır. Sehven kâtibler Risale'de
"Milhan" yerine "Selman" diye yazmış olabilirler. Çünki Sahabeler içinde, Katâde bin Selman diye bir
Sahabî ismi yoktur.
414/207- «Ümm-ül Mü'minîn Ümm-ü Seleme'nin kızı ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın
üvey kızı Zeyneb'e, küçükken Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onun yüzüne abdest suyu atıp taltif
etmiş. O suyun temasından sonra, Zeyneb'in hüsn ü cemâli acib suret almış, bedi'ül-cemal olmuş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 151
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/334; Nesim-ür Riyad Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/163; keza Aliyy-ül Karî
1/675; Mecma-uz Zevaid 9/259
Zabıt şekli: Şerh-üş Şifa'da, Aliyy-ül Karî, bu hadîsi İbn-i Abdulberr'in "El-İstiab" kitabından
nakleder. Zabıt şekli de aynen Üstad'ın kaydettiği tarzdadır.
ONBEŞİNCİ NÜKTELİ İŞARET
HAYVANAT, ÖLÜLER, CİNLER VE MELEKLER İLE ALÂKADAR MU'CİZELER
415/208- «Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Ebu Bekir-is Sıddık ile, küffarın takibinden
kurtulmak için tahassun ettikleri Gâr-ı Hira'nın kapısında, iki nöbetçi gibi iki güvercin gelip beklemeleri
ve örümcek dahi perdedar gibi, hârika bir tarzda, kalın bir ağ ile mağara kapısını örtmesidir. Hattâ rüesa
yı Kureyşten, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın eli ile Gavze-i Bedir'de öldürülen Übeyy İbn-i
Halef mağaraya bakmış. Arkadaşları demişler: "Mağaraya girelim." O demiş: "Nasıl girelim? Burada bir
ağ görüyorum ki, (Hazret-i) Muhammed tevellüd etmeden bu ağ yapılmış gibidir. Bu iki güvercin işte
orada duruyor, adam olsa orada dururlar mı?"»
Risalede yeri: Mektubat sh: 152
Me'hazler: Eş-Şifa 1/313; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/368; Müsned-i Ahmed 1/248; El-Musannef
San'anî 5/389; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 3/179-181; Müsned-i Ebu Bekr-il Meruzî hadîs no: 73;
Nasb-ur Râye Fi-Tahrici Ehadîs-il Hidaye - Ez-Zeylaî 1/123; El-Hasais-ül Kübra 1/459 ve 460; Uyûn-ül
Eser - İbn-ü Seyyid-in Nâs 1/182; Cem'-ül Fevaid 2/81; Mecma-uz Zevaid 6/52-53, 7/27; Mu'cem-üt
Taberanî El-Kebir 20/1082; Müsned-ül Bezzar hadîs no: 1741; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/235,
236, 269 ve 270; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/213-214 ve 471; Ed-Duafa' - Akilî hadîs no: 364; Tarih
İbn-i Asakir 2/240-241
Zabıt şekli: Hazret-i Üstad'ın kaydettiğinin zâhirine göre içinde iki sehiv görünmektedir. Bu
sehivlerden birisi: "Gâr-ı Sevr" yerine "Gâr-ı Hira" denilmesidir. Bu husus için 342 numaralı bölümde
izahlar ve me'hazler verilmiştir,ki hâdise, ilk günü Gâr-ı Sevr'de değil, Gâr-ı Hira'da vaki' olduğu kuvvetli ihtimal dâhili olarak kaybedilmiş.
İkinci Sehiv: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın önceden haberini verdiği; Übeyy bin Halef'in
onun eliyle öldürüleceği hâdisesidir ki, onun vukuu Gazve-i Bedir'de değil, Gavze-i Uhud'da olduğu
hakkında bütün siyer kitapları müttefiktirler. Bedir Harbi'nde öldürülen Ümeyye bin Halef'tir. Hazret-i
Üstad'ın buradaki ibaresinin zâhirinde onu Bedir Harbi'nde göstermesi, herhalde ve mutlaka ya kâtiblerin
bir sehvidir veyahud da -eğer Hazret-i Üstad bilerek ve kat'î olarak yazmışsa- elbette onun bir bildiği
vardır.. veyahud da bu mes'ele için 244 no.lu bölümde verilmiş izah gibi, bu mes'elede de Bediüzzaman'ın bir hususî kanaatı olabilir.
Ses Yok