Şualar | Yedinci Şuâ | 137
(103-191)

Hem binler dua ve münâcâtlarından Cevşen-ül Kebir ile, öyle bir mârifet-i Rabbânîye ile, öyle bir derecede Rabbını tavsif ediyor ki; o zamandan beri gelen ehl-i mârifet ve ehl-i velâyet, telahuk-u efkâr ile beraber, ne o mertebe-i mârifete ve ne de o derece-i tavsife yetişememeleri gösteriyor ki, duada dahi onun misli yoktur. Risâle-i Münâcât’ın başında, Cevşen-ül Kebîr’in doksan dokuz fıkrasından bir fıkrasının kısacık bir meâlinin beyân edildiği yere bakan adam, Cevşen’in dahi misli yoktur diyecek.

Hem tebliğ-i risâlette ve nâsı hakka dâvette o derece metanet ve sebat ve cesaret göstermiş ki; büyük devletler ve büyük dinler, hatta kavim ve kabilesi ve amcası O’na şiddetli adavet ettikleri halde; zerre miktar bir eser-i tereddüt, bir telaş, bir korkaklık göstermemesi ve tek başıyla bütün dünyaya meydan okuması ve başa da çıkarması ve İslâmiyeti dünyanın başına geçirmesi isbat eder ki; tebliğ ve davette dahi misli olmamış ve olamaz.

Hem îmanda, öyle fevkalâde bir kuvvet ve hârika bir yakîn ve mu’cizane bir inkişaf ve cihanı ışıklandıran bir ulvî itikad taşımış ki; o zamanın hükümranı olan bütün efkârı ve akideleri ve hükemânın hikmetleri ve ruhanî reislerin ilimleri ona muarız ve muhalif ve münkir oldukları halde; O’nun ne yakînine, ne i’tikadına, ne i’timadına, ne itmi’nanına hiçbir şübhe, hiçbir tereddüd, hiçbir za’f, hiçbir vesvese vermemesi ve ma’nevîyatta ve meratib-i îmaniyede terakki eden başta sahabeler ve bütün ehl-i velâyet, onun her vakit mertebe-i îmanından feyz almaları ve O’nu en yüksek derecede bulmaları, bilbedahe gösterir ki; îmanı dahi emsalsizdir.

İşte, böyle emsalsiz bir şeriat ve misilsiz bir İslâmiyet ve hârika bir ubûdiyet ve fevkalâde bir dua ve cihan-pesendâne bir davet ve mu’cizane bir îman sâhibinde, elbette hiçbir cihetle yalan olamaz ve aldatmaz diye anladı ve aklı dahi tasdik etti.

Dördüncüsü: Enbiyaların (Aleyhimüsselâm) icmâı, nasıl ki vücûd ve vahdaniyet-i İlâhîyyeye gâyet kuvvetli bir delildir; öyle de, bu Zât’ın (A.S.M.) doğruluğuna ve risâletine gâyet sağlam bir şehâdettir. Çünkü: Enbiya Aleyhimüsselâm’ın doğruluklarına ve peygamber olmalarına medâr olan ne kadar kudsî sıfatlar ve mu’cizeler ve vazifeler varsa; o Zât’ta (A.S.M.) en ileride olduğu tarihçe musaddaktır.

Dinle
-