Üçüncü Madde: Kararnamede kaç yerinde: “Devletin emniyetini ihlâl edebilir veya yapabilir.” gibi ta’birlerle imkânat, vukuat yerinde isti’mal edilmiş. Herkes, mümkündür ki bir katl yapsın, bu imkân ile mes’ul olabilir mi?
Mevkuf
Said Nursî
Reis Beyefendi!
Ankara makamatına ve reis-i cumhura istida sûretinde gönderdiğim müdâfaanâmemi ve başvekâletin de bunu ehemmiyetle kabul ettiklerini gösteren cevabî mektubunu rabten sunuyorum, takdim ederim. Makam-ı iddianın aleyhimizde beyân ettiği asılsız, ittihamkârane evhamın kat’i cevabları bu müdâfaatımda vardır. Sâir yerlerin garazkârâne ve sathî zabıtnamelerine binâ edilen buranın ehl-i vukuf raporunda hilaf-ı vâki ve mantıksız çok sözler vardır ki, onlara karşı da bu itiraznamem takdim edilmişti. Ezcümle:
Size evvelce arzettiğim gibi, Eskişehir Mahkemesine, 163 üncü madde ile beni mahkûm etmek istedikleri zaman demiştim: Hükümet-i Cumhuriyenin iki yüz meb’usu içinde aynı rakam 163 meb’usun imzalariyle Van’daki Dâr-ül Fünunuma (medreseme) yüz elli bin banknot tahsisat kabul etmeleri ve onun ile hükümet-i Cumhuriyenin bana karşı teveccühü, bu 163 üncü maddeyi hakkımda hükümden iskat ediyor, dediğim halde; o ehl-i vukuf, “163 meb’us Said aleyhinde takibat yapmışlar” diye tahrif etmiş. İşte makam-ı iddia da, bu ehl-i vukufun böyle bütün bütün asılsız ittihamlarına binâen bizi mes’ul tutuyor. Halbuki, meclisinizin karariyle, en yüksek hey’et-i ilmiye ve fenniyenin tedkikine ve tahkikine havale edilen Risâle-i Nur’un bütün eczaları tedkikten sonra bil’ittifak, hakkımızda verdiği kararda: