Üçüncüsü: “Emniyeti ihlâle teşvik ediyor” demesine mukabil, yirmi sene zarfında, yüz bin adam Nurcuların, yüz bin nüsha Nur Risâlelerinin, altı mahkemede ve on vilâyette emniyeti ihlâle ve âsâyişi bozmağa dâir, (on vilâyetin zâbıtaları ve altı mahkeme) hiçbir maddeyi kaydetmemesi ve bulmaması, bu acib ittihamı çürütüyor. Bu yeni iddianamede, üç mahkemenin bize beraat verdikleri aynı noktalara ait ve cevabları mükerreren verilmiş ehemmiyetsiz birkaç mes’eleye cevab vermek ma’nasızdır. O mes’elelerle bizi ittiham etmek, ondan bize beraat veren Ankara Ağır Ceza ve Denizli ve Eskişehir Mahkemelerini ittiham etmek hükmünde olmasından cevabını onlara bırakıyorum ve ondan başka da iki-üç mes’ele var.
Birisi: İki sene Denizli ve Ankara Ağır Ceza Mahkemelerinde inceden inceye tedkikten sonra, bize beraat verip o kitabı bize iade ettikleri halde, o Beşinci Şuâ’ın bir iki mes’elesini, ölmüş gitmiş bir kumandana tatbik edip, bize suç gösteriyor. Biz dahi deriz: Ölmüş gitmiş, hükümetten alâkası kesilmiş bir şahıs aleyhinde bir haklı tenkidi, hiç bir kanun suç saymaz. Hem küllî bir tevil ma’nasından makam-ı iddia cerbezesiyle o kumandana bir hisse çıkarıp ona tatbik etmiş. Böyle yüzde bir adam ancak fehmeden bir ma’na, mahrem ve gizli bir risâlede bulunmasını hiçbir kanun suç sayamaz. Hem o risâle, hârika bir tarzda müteşabih hadîslerin tevillerini beyân etmiş. O beyân otuz-kırk sene evvel olduğu ve üç mahkemeye ve mahkemenize ve Ankara’nın altı makamatına üç sene zarfında iki def’a takdim edilip tenkid görmeyen müdâfaatımda kat’i cevab verildiği halde, o hadîsin hakîkatını beyân sadedinde bir kusurlu şahsa mutabık çıkmasını hiçbir kanun suç sayamaz. Hem o şahsı tenkid, o içinde bulunduğu ve kusurlara sebeb olduğu bir inkılâbın hasenatı yalnız onun değil, belki ordunun ve hükümetindir. Onun da yalnız bir hissesi var.
Onun kusurları için onu tenkid etmek, elbette bir suç olmadığı gibi, inkılâba hücum ediyor denilemez. Hem bu kahraman milletin ebedî bir medâr-ı şerefi ve Kur’ân ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılınçlarının pek büyük ve antika bir yadigârı olan Ayasofya Câmii’ni puthâneye ve Meşihat Dâiresini kızların lisesine çeviren bir adamı sevmemek bir suç olması imkânı var mı?