İşte gelecek âyât-ı Kur’âniyenin Risâle-i Nur’a işâretleri ve tevâfukları ekseriyet ile kuvvetli bir münâsebet-i ma’nevîyeye istinâd ederler. Evet bu gelecek âyât-ı meşhure müttefikan on üçüncü asrın âhirine ve on dördüncü asrın evveline cifirce bakıyorlar ve Kur’ân ve îman hesabına bir hakîkata işâret ediyorlar. Ve medâr-ı teselli bir “Nur”dan haber veriyorlar. Ve o zamanın dalâlet fitnesinden gelen şübehâtı izâle edecek, Kur’ânî bir bürhanı müjde veriyorlar.
Ve o işâretlere ve remizlere tam mazhar ve o vazifeleri bihakkın görecek, Risâle-i Nur gibi bir tefsir-i Kur’ânî olacak. Halbuki Risâle-i Nur bu mezkûr noktada ileri olduğu, onu okuyanlarca şübhesiz olmasiyle delâlet eder ki; o âyetler bilhassa Risâle-i Nur’a bakıp ona işâret ediyorlar.
BİRİNCİSİ: Sure-i Nur’dan Âyet-ün Nur’dur ki, Risâle-i Nur’un Resail-in Nur ve Risâle-in Nur ve Risâlet-ün Nur namlariyle sebeb-i tesmiyesinin on altı sebebinden bir sebeb olduğundan, birinci olarak onu beyân etmek gerektir. Bu Âyet-ün Nur:
Şu Âyet-i Nuriye’nin ma’naca çok tabakatı ve vücûh-u kesîresi vardır. Ve o tabakalardan ve vecihlerden işarî ve remzî bir vechi ma’naca ve cifirce nurlu bir tefsiri olan Risâle-in Nur ve Risâlet-ün Nur’a dört-beş cümlesiyle on cihetten bakıyor. Ve o tabakalardan ve o vecihlerden bir tabaka ve bir perde dahi mu’cizane elektrikten haber veriyor.