Husûsan ekseriyet-i mutlaka ile Ehl-i Sünnet Ve Cemâat mezhebinde olan evliyâ ve asfiya, onu mürşid ve şâh-ı velâyet biliyorlar. Alevîler, hem Alevîlerin hem Ehl-i Sünnetin adavetine istihkak kesbeden Haricîleri ve mülhidleri bırakıp, ehl-i hakka karşı cephe almamalıdırlar. Hatta bir kısım Alevîler, Ehl-i Sünnetin inadına sünneti terkediyorlar. Her ne ise bu mes’elede fazla söyledik. Çünkü: Ulemânın beyninde ziyâde medâr-ı bahsolmuştur.
Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemâat! Ve ey Âl-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler! Çabuk bu ma’nasız ve hakîkatsız, haksız, zararlı olan nizâı aranızdan kaldırınız. Yoksa şimdiki kuvvetli bir sûrette hükmeyleyen zındıka cereyanı, birinizi diğeri aleyhinde alet edip ezmesinde isti’mal edecek. Bunu mağlub ettikten sonra, o aleti de kıracak. Siz ehl-i tevhid olduğunuzdan uhuvveti ve ittihadı emreden yüzer esaslı râbıta-i kudsiye mabeyninizde varken, iftirakı iktiza eden cüz’i mes’eleleri bırakmak elzemdir.
* * *Âyetinin ikinci hakîkatına dâir olacak. (*)