Sözler | YirmiBeşinci Söz | 450
(365-462)

İşte, altı noktada ve altı cihette ve altı makamda işaret edilen, Kur’anın mezkûr meziyetleri ve hâsiyetleri içindir ki; haşmetli hâkimiyyet-i nuranîyyesi ve âzametli saltanat-ı kudsiyyesi, asırların yüzlerini ışıklandırarak zemin yüzünü dahi bin üçyüz sene tenvir ederek kemâl-i ihtiram ile devam etmesi, hem o hâsiyetleri içindir ki, Kur’anın herbir harfi, hiç olmazsa on sevabı, on haseneyi ve on meyve-i bâki vermesi, hattâ bir kısım âyâtın ve sûrelerin herbir harfi, yüz ve bin ve daha ziyâde meyve vermesi ve mübârek vakitlerde herbir harfin nuru ve sevabı ve kıymeti ondan yüzlere çıkması gibi kudsî imtiyazları kazanmış, diye dünya seyyahı anladı ve kalbine dedi: “İşte böyle her cihetle mu’cizâtlı bu Kur’an; sûrelerinin icmâıyla ve âyâtının ittifakıyla ve esrar ve envarının tevafukuyla ve semerat ve âsârının tetabukuyla birtek Vâcib-ül Vücûd’un vücûduna ve vahdetine ve sıfâtına ve Esmâsına deliller ile isbat sûretinde öyle şehadet etmiş ki, bütün ehl-i îmânın hadsiz şehadetleri, onun şehadetinden tereşşuh etmişler.”

İşte bu yolcunun Kur’andan aldığı ders-i tevhid ve imânâ kısa bir işaret olarak Birinci Makam’ın onyedinci mertebesinde böyle:



denilmiştir.


* * *
Səs yoxdur