Meyve Risalesi | Dokuzuncu Mesele | 93
(89-100)

hadsiz çeşit çeşit, leziz ni’metler ve gayet antika, hadsiz hârika san’atlar içinde dizilmiş bir tarzda halkeden bir Sâni-i Rahîm ve Kerîm hiç mümkün müdür ve hiç akıl kabul eder mi ki: O ziyafetgâhtaki zîşuur mahlûklar ile konuşmasın ve onlara o ni’metlere mukabil, elçileri vasıtasiyle vazife-i teşekküriyeyi; ve tezâhürü rahmetine ve sevdirmesine karşı vazife-i ubudiyeti bildirmesin. Hâşâ, binler hâşâ!...

Hem hiç mümkün müdür: Bir Sâni’ san’atını sever, beğendirmek ister, hatta ağızların bin çeşit zevklerini nazara alması delaletiyle, takdir ve tahsinlerle karşılanmak arzu eder. Ve her bir san’atiyle kendini hem tanıttırmak, hem sevdirmek, hem bir çeşit mânevî cemâlini göstermek ister bir tarzda bu kâinatı antika san’atlarla süslendirdiği halde, kâinattaki zîhayatın kumandanları olan insanlara, onların büyüklerinden bir kısmı ile konuşup elçi olarak göndermesin, güzel sıfatları takdirsiz ve fevkalâde hüsnü esmâsı tahsinsiz ve tanıttırması ve sevdirmesi mukabelesiz kalsın... Hâşâ, yüzbin hâşâ!...

Ses Yok