Meyve Risalesi | Dokuzuncu Mesele | 95
(89-100)

kâi-natı velveleye veren hakikat-ı Kur’aniye ile Zülcelâl o san’atkârı, ekmel bir tarzda tanıyıp ve tanıttırıp ve sevip ve sevdirip ve teşekkür edip ve ettirip ve ler ile Küre-i Arzı semâvâta işittirecek dere-cede konuşturup ve kara ve denizleri cez-beye getirecek bir vaziyetle, bin üçyüz sene zarfında nev-i beşerin kemiyeten beşten birisini, ve keyfiyeten ve insaniyeten yarısını arkasına alıp o Hâlikın bütün tezahür-ü rubû-biyetine geniş ve küllî bir ubûdiyetle muka-bele eden; ve bütün makasıd-ı İlâhiyyesine karşı Kur’an’ın sûreleriyle kâinata ve asırlara bağıran, ders veren, dellallık eden, ve nev-i insanın şerefini ve kıymetini ve vazifesini gösteren, ve bin mu’cizatıyle tasdik edilen Muhammed Aleyhissâlatü Vesselâm, en mün-tehab mahluku ve en mükemmel elçisi ve en büyük resûlü olmasın. Hâşâ ve kellâ!. Yüzbin defa hâşâ!...

Demek hakikati, bütün hüccetleriyle hakikatini isbat eder.

Ses Yok