Tarihçe-i Hayat | Altıncı Kısım - Emirdağ Hayatı | 483
(453-540)

En muannid düşmanlarına da, serbestiyetini resmen teslim ettirdi. Hatta iki senedenberi büyük makamatlar ve adliyeler, tedkikat neticesinde, Risâle-i Nur’un serbestiyetini tasdik ve mahrem ve gayr-i mahrem bütün eczalarını sâhiplerine teslime karar verdiler. Risâle-i Nur’un mesleği, sâir tarikatlar, meslekler gibi mağlûb olmıyarak belki galebe ederek pek çok muannidleri îmana getirmesi; pek çok hâdisatın şehâdetiyle, bu asırda bir mu’cize-i ma’nevîye-i Kur’âniye olduğunu isbat eder. O dâirenin haricinde, ekseriyetle bu memlekette ve husûsi ve cüz’î ve yalnız şahsî hizmet veya mağlûbane perde altında veya bid’alara müsamaha sûretinde veya te’vilât ile bir nevi tahrifat içinde hizmet-i dîniye edilebilir, diye hâdisat bize kanaat vermiş.


Mâdem sizde büyük bir himmet ve kuvvetli bir îman var; tam bir ihlâs ve tam bir mahviyetle, sebatkârane Risâle-i Nur’a şâkird ol. Tâ binler, belki yüz binler şâkirdlerin şirket-i ma’nevîye-i uhreviyelerine hissedar ol. Tâ senin hayırların, iyiliklerin cüz’iyetten çıkıp küllîleşsin; Âhirette tam kârlı bir ticaret olsun.

Said Nursî


* * *


Çok mübârek, çok kıymetdar, çok sevgili Üstadımız Hazretleri;

Elhamdülillâh, bu sene Isparta’daki talebelerinizi dünyevî meşağil daha çok gaflete sokmadı. Hizmet-i Nuriye’deki gayretlerimiz ciddî bir sûrette devam ediyor. Herbirimizin kalblerimizdeki Nur’a karşı incizab, sîmalarımızda okunuyor. Sanki bu talebelerinizin kalbleri sevinçle doludur. Evet sevgili Üstadımız, bütün talebeleriniz hep birden diyorlar: Liyakatsizliğimiz, hiçliğimiz ile beraber sâfiyane istihdam edildiğimiz bu hizmet-i Nuriye’de bedi’ bir Üstada hem talebe, hem kâtib, hem muhatab, hem nâşir, hem mücâhid, hem halka nâsih, hem Hakk’a âbid olmak gibi cihandeğer güzelliklerin hepsini birden bize veren Hazret-i Allah’a ne kadar şükretsek azdır.

Dinle
-