Tarihçe-i Hayat | Altıncı Kısım - Emirdağ Hayatı | 507
(453-540)

o üç-dört inkılâpçı adamın pek az hisseleri bulunan ve millet ve ordunun kuvvet ve himmetiyle vücûd bulan haseneleri, o üç-dört adama verilse, o üç-dört milyon iyilikler, üç-dört haseneye inhisar edip küçülür, hiçe iner; daha dehşetli kusurlara keffaret olamaz.

Salisen: Size karşı, elbette çok cihetlerde dahilî ve haricî muarızlar var. Eğer bu muarızlarınız hakâik-ı îmaniye nâmına çıksa idi, birden sizi mağlûb ederdi. Çünkü; bu milletin yüzde doksanı, bin senedenberi an’ane-i İslâmiye ile ruh ve kalb ile bağlanmış. Zâhiren muhalif-i fıtratındaki emre itaat cihetiyle serfürû etse de, kalben bağlanmaz.

Hem bir müslüman, başka milletler gibi değil. Eğer dinini bıraksa anarşist olur, hiçbir kayıd altında kalamaz. İstibdâd-ı mutlaktan, rüşvet-i mutlakadan başka hiçbir terbiye ve tedbirle idare edilmez. Bu hakîkatın çok hüccetleri, çok misalleri var. Kısa kesip, sizin zekâvetinize havale ediyorum.

Bu asrın, Kur’âna şiddet-i ihtiyacını hissetmekte İsveç, Norveç, Finlândiya’dan geri kalmamak size elzemdir. Belki onlara ve onlar gibilere rehber olmak vazîfenizdir. Siz, şimdiye kadar gelen inkılâb kusurlarını üç-dört adamlara verip, şimdiye kadar umûmî harb ve sâir inkılâbların icbariyle yapılan tahribatları -husûsan an’ane-i dîniye hakkında- tâmire çalışsanız; hem size istikbâlde çok büyük bir şeref ve âhirette büyük kusuratlarınıza keffaret olup, hem vatan ve millet hakkında menfaatli hizmet ederek, milliyetperver, hamiyetperver nâmına müstahak olursunuz.

Rabian: Mâdem, ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor ve mâdem siz de herkes gibi kabre koşuyorsunuz ve mâdem o kat’i ölüm, ehl-i dalâlet için îdam-ı ebedîdir. Yüz bin cem’iyyetçilik ve dünyaperestlik ve siyasetçilik onu tebdil edemez. Ve mâdem Kur’ân, o îdam-ı ebedîyi, ehl-i îman için terhis tezkeresine çevirdiğini Güneş gibi isbat eden Risâle-i Nur elinize geçmiş ve yirmi senedenberi hiçbir feylesof, hiçbir dinsiz ona karşı çıkamıyor, bilâkis, dikkat eden feylesofları îmana getiriyor. Ve bu on iki sene zarfında dört büyük mahkemeniz ve feylesof ve ulemadan mürekkeb ehl-i vukufunuz, Risâle-i Nur’u tahsin ve tasdik ve takdir edip, îman hakkındaki hüccetlerine îtiraz edememişler.

Dinle
-