Tarihçe-i Hayat | Altıncı Kısım - Emirdağ Hayatı | 510
(453-540)

zındıka komitesi, münâfık ba’zı me’murları vesîle ederek, merkez-i hükümette resmî bir plân çevirip, bütün bütün hilâf-ı kanun olarak bütün dostlarımdan ve talebelerimden tecrid ve sıhhat ve hayatım noktasında en fena bir yerde, beni nefyetmek nâmı altında, haps-i münferid ve tecrid-i mutlak ma’nasında beni Emirdağı’na gönderdiler. Şimdi tahakkuk etmiş ki, iki maksadla bu muameleyi yapıyorlar.

Birisi: Eskidenberi ihâneti kabul etmediğimden, beni o sûrette hiddete getirip, bir mes’ele çıkararak mahvıma yol açmaktı. Bundan birşey çıkaramadıkları için, zehirlendirmek vasıtasiyle mahvıma çalıştılar. Fakat, inâyet-i İlâhîyye ile Nur şâkirdlerinin duâları, tiryak gibi, panzehir gibi ve sabır ve tahammülüm tam bir ilâç gibi o plânı akîm bıraktı. O maddî ve ma’nevî zehirin tehlikesini geçirdi. Gerçi hiçbir tarihte hiçbir hükümette bu tarzda işkenceli zulümler kanun nâmına, hükümet nâmına yapılmadığı halde; damarlarıma dokunduracak tarzda mütemadiyen tarassutlarla, herkesi ürkütmekle beni hiddete getiriyordu. Fakat birden kalbime ihtar edildi ki, bu zâlimlere hiddet değil, acımalısın! Onların herbirisi, pek az bir zaman sonra, sana muvakkaten verdikleri azab yerinde bin derece fazla bâki azablara ve maddî ve ma’nevî Cehennemlere ma’rûz kalacaklar. Senin intikamın, bin def’a ziyâde onlardan alınır. Ve bir kısmı -aklı varsa- dünyada da kaldıkça geberinceye kadar vicdan azabı ve îdam-ı ebedî korkusuyla işkence çekecekler. Ben de onlara karşı hiddeti terkettim, onlara acıdım, “Allah ıslah etsin,” dedim.

Hem, bu azab ve işkenceler pek büyük sevap kazandırmakla beraber, Risâle-i Nur şâkirdleri yerine ve onların bedeline benimle meşgul olup yalnız beni tâzib etmeleri, Nurculara büyük bir faide ve selâmetlerine hizmet olması cihetinde de Cenâb-ı Hakk’a şükrediyorum. Ve müdhiş sıkıntılarım içinde bir sevinç hissediyorum.

Dördüncüsü: Senin mektubunda, benim istirahatimi ve eğer iktidarım olsa benim Şam ve Hicaz tarafına gitmeme dâir sizin hükümet-i hâzıraya müracaat maddesi ise...

Evvelâ: Biz, îmanı kurtarmak ve Kur’âna hizmet için Mekke’de olsam da buraya gelmek lâzımdı. Çünkü, en ziyâde burada ihtiyaç var. Binler ruhum olsa, binler hastalıklara müptelâ olsam ve zahmetler çeksem yine bu milletin îmanına ve saadetine hizmet için burada kalmağa —Kur’ândan aldığım dersle— karar verdim ve vermişiz.

Dinle
-