Siracınnûr | Dördüncü Şua | 102
(90-107)

İkinci Bürhan’ın Beş noktası Var:

Birinci Nokta: Meşreblerinde, mesleklerinde birbirinden ayrı ve uzak olan bütün ehl-i hakîkatın reisleri, zevk ve keşfe istinâd ederek icmâ ile ittifak ile îman edip hükmediyorlar ki, bütün mevcûdâttaki hüsün ve cemâl, bir Zât-ı Vâcibü’l-Vücûdda bulunan mukaddes hüsün ve cemâlin gölgesi ve lemaatı ve perdelerin arkasında cilvesidir.

İkinci Nokta: Bütün güzel mahlûklar, kafile kafile arkasında durmayarak gelip gidiyorlar, fenâya girip kayboluyorlar. Fakat o âyineler üstünde kendini gösteren ve cilvelenen yüksek ve tebeddül etmez bir güzellik, tecellisinde devam ettiğinden kat’i bir sûrette gösterir ki, o güzellikler o güzellerin malı ve o âyinelerin cemâli değildir. Belki Güneşin cemâl-i şuaatı cereyan eden suyun üzerindeki kabarcıklarda göründüğü gibi, sermedî bir cemâlin ışıklarıdırlar.

Üçüncü Nokta: Nûrun gelmesi elbette nurânîden ve vücûd vermesi herhalde mevcuttan ve ihsan ise gınadan ve sehavet ise servetten ve tâlim ilimden gelmesi bedihî olduğu gibi, hüsün vermek dahi hasenden ve güzelleştirmek, güzelden ve cemâl vermek cemîlden olabilir, başka olamaz.

İşte bu hakîkate binâen îman ederiz ki: Bu kainattaki görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyor ki; bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kâinat, bütün mevcûdâtiyle âyinedarlık dilleriyle, o güzelin cemâlini tavsif ve tarif eder.

Dördüncü Nokta: Nasılki cesed ruha dayanır, ayakta durur, hayatlanır ve lâfız ma’naya bakar, ona göre nurlanır ve sûret hakîkate istinâd eder, ondan kıymet alır. Aynen öyle de, bu maddî ve cismanî olan âlem-i şehâdet dahi bir cesettir, bir lâfızdır, bir sûrettir; âlemi gaybın perdesi arkasındaki Esmâ-i İlâhîyyeye dayanır, hayatlanır, istinâd eder, can alır, ona bakar, güzelleşir. Bütün maddî güzellikler kendi hakîkatlarının ve ma’nalarının ma’nevî güzelliklerinden ileri geliyor. Ve hakîkatları ise, Esmâ-i İlâhîyyeden feyz alırlar ve onların bir nev’i gölgeleridir. Ve bu hakîkat, Risâle-i Nur’da kat’i isbat edilmiştir.

Demek bu kâinatta bulunan bütün güzelliklerin envaı ve çeşitleri, âlem-i gayb arkasında tecelli eden ve kusurdan mukaddes, maddeden mücerred bir cemâlin esmâ vasıtasiyle cilveleri ve işâretleri ve emaratlârıdır.

Ses Yok