Boyun büküp acı acı melerdik.
Gözyaşını kanlar ile silerdik.
Görsek diye seni Hak’dan dilerdik.
Ey bir temsil-i rahmet-i âlem Risâletü’n-Nur.
Çünkü sensin bu asırda Rahmete’n-lil’âleminin cilvesi.
Çünkü sensin şimdi Şefiu’l-Müznibîn’in vârisi.
Ağisna ya ğıyase’l-müstağîsîn.
Ey şû’le-i rahmet-i âlem Risâletü’n-Nur.!
Şifa bulsun şimdi biraz yaramız.
Revaç bulsun, geçmez olan paramız.
Saç nurunu, aka dönsün karamız.
Ey ziyâyı rahmet-i âlem Risâletü’n-Nur.!
Cürmümüzle külhan gibi pürnârız.
Dert elinden hem hergün zâr u zârız.
Afvet bizi mâdem sana hep yârız.
Ey nur-u rahmet-i âlem Risâletü’n-Nur.!
Meylimiz yok yalancı bir dünyaya.
Son verdik biz bid’alara, riyaya.
Kapılmayız öyle kuru hülyaya.
Ey bir hakîkat-ı Rahmet-i âlem Risâletü’n-Nur.!
Yok bizde cemiyet kurma hülyası.
Yok başka bir yola gitme sevdası.
Olduk ancak nurun dertli şeydâsı.
Ey dertlilere rahmet-i âlem Risâletü’n-Nur.!
Yollarda bıraktık geçdik dervişi.
Attık gönüllerden öyle teşvişi.
Kâfi bu parlayan nurun güneşi.
Ey ma’kes-i rahmet-i âlem Risâletü’n-Nur.!