Elli senelik bir ma’nevî ibâdet ömrünü ehl-i îmana kazandırabilen Leyle-i Berat’ınızı ruh-u canımızla tebrik ederiz. Her biriniz, şirket-i ma’nevîye sırrıyla ve tesanüd-ü ma’nevî feyziyle kırk bin lîsanla tesbih eden ba’zı melekler gibi... herbir hâlis, muhlis Nur şâkirdlerini kırkbin dil ile istiğfar ve ibâdet etmiş gibi rahmet-i İlâhîyeden kanaat-ı tâmme ile ümid ediyoruz.
Said Nursî
Evvelâ: Bid’akâr ba’zı hocaların telkinatıyla iddianâmede, İslâm deccalı ve müteaddid birkaç deccalın gelmesini kabul etmiyor gibi Beşinci Şua’ın bir mes’elesine itiraz etmişler. Buna cevaben gâyet parlak kat’i bir mu’cize-i Nebeviyeyi (A.S.M.) gösteren bu hadîs-i sahihte:
Yâni: “Benim amcam, pederimin kardeşi Abbas’ın veledinde Hilafet-i İslâmiye devam edecek. Tâ Deccal’a, o hilâfeti yâni saltanat-ı hilafet Deccal’ın muhrib eline geçecek.” Yâni, uzun zaman beşyüz sene kadar hilafet-i Abbasiye vücûda gelecek, devam edecek. Sonra Cengiz, Hülâgu denilen üç deccaldan birisi o saltanat-ı hilafeti mahvedecek, deccalane, İslâm içinde hükümet sürecek. Demek İslâm içinde müteaddid hadîslerde üç deccal geleceğine zâhir bir delildir. Bu hadîsteki ihbar-ı gaybî, kat’i iki mu’cizedir: