Şualar | OnDördüncü Şuâ | 473
(384-508)

çünkü: Kâinatın Güneşi ve aklı olan ve bin üç yüz küsur seneden beri beşeriyeti tenvir ve irşad eden Kur’ân-ı Hakîm’in hakîki bir tefsiri olan Risâle-i Nur’un değil bütün külliyatını belki bir cüz’ünü bile sena etmeğe muktedir değilim. Yukarıda arzettiğim gibi, kıymetini belirtmeğe çalıştığım eserlerde gizli cemiyete dâir mevzular tesbit edilmiş ise, zararlı eserleri tanıtmağa çalışmış suçuyla cezalandırınız. Fakat hârikulâde ve fevkalâde bir şekilde te’lif edilmiş olduğu ilmî şahsiyetler tarafından tasdik edilen ve bozulan bir cemiyeti ıslah etmek kudretini hâiz olan ve yirminci asırdaki insanlara rehber olup dalâletten ve materyalizmin, maddiyyunluğun ve tabiat-perestliğin sürüklediği sefâhet ve koyu fikir karanlığından kurtaran ve beşeriyete ebedî saadet ve selâmet çığırlarını Kur’ân-ı Hakîm’in feyziyle açan ve nuruyla aşikâr bir şekilde gösteren Risâle-i Nur Külliyatı’nda isnad edilen suça dâir bahisler mevcûd değil ise, cezalandırılmaklığımın adâlet esaslarına zıd olacağını, mahkemenizin de kabul edeceği kanaatindeyim.

Sorgu hâkimliğinde: “Sen Risâle-i Nur’un talebesi imişsin?” denildi.

Bediüzzaman Said Nursî gibi bir dâhînin şâkirdi olmak liyakatini kendimde göremiyorum. Eğer kabul buyururlarsa iftiharla “Evet Risâle-i Nur şâkirdiyim” derim.

Risâle-i Nur’un emsâlsiz müellifi Üstadım Bediüzzaman Said Nursî, müteaddid def’alar gizli düşmanları tarafından iftira edilerek mahkemeye verilmiş ve hepsinde de beraat etmiştir. Risâle-i Nur Külliyatı profesör ve İslâm âlimlerinden müteşekkil bir hey’et tarafından satırı satırına tedkik edilerek bu eserlerin fevkalâde bir vukufiyetle te’lif edildiği ve Kur’ân-ı Hakîm’in hakîki bir tefsiri olduğunu bildiren raporlar verilmiştir. Hakîkat böyle iken, yine neden mahkemeye veriliyor? Bu husustaki kat’i kanaatimi şu şekilde arzediyorum:

Risâle-i Nur’u okuyan kimseler, bilhassa idrâkli gençler, kuvvetli bir îmana sâhib oluyorlar. Sarsılmaz ve fedakâr bir dindar, bir vatanperver oluyorlar. Yıpranmaz bir îmanın bulunduğu bir yere, menfî bir ideolojinin aşıladığı ahlâksızlık ve sefâhet giremez.

Ses Yok