Evvelâ: Nurcular cemiyeti diye bir cemiyet yoktur. Ve ben böyle bir cemiyete mensub değilim. Ben bin üç yüz elli seneden beri her asırda üç yüz elli milyon mensubları bulunan ve kâinatın medâr-ı iftiharı olan Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın kurduğu muazzam ve nurânî ve bütün insanlık için ebedî saadet ve selâmeti müjdeleyen kudsî ve İlâhî İslâmiyet cemiyetine mensubum. Elhamdülillâh onun evâmir-i kudsiyesine de bütün kuvvetimle itaat etmeğe azmetmişim. Talebeliği, hakkımda bir suç sayılan Risâle-i Nur ise, bana dinî ve îmanî vazifelerimi öğreten ve İslâmiyetin en yüce ve en mukaddes bir din ve beşerin yegâne medâr-ı saadeti olduğunu ve Kur’ân ise bütün varlıkların sâhibi, her yerde hâzır, nâzır, zerrelerden yıldızlara, Güneşlere kadar bütün mevcûdât idare-i ezeliyesinde bulunan Zât-ı Zülcelâl’in bir emr-i İlâhîsi, ezel ve ebed ve bütün hâdisat ihata-i nazarında bir eser-i mu’cizanesi ve Kur’ân bütün kitabların fevkinde kırk vecihle mu’cize ve saadet-i ebediyeyi nev’-i beşere müjdelemesiyle müştakları ebediyen kendine minnetdar kılan bir Şems-i Sermedî’nin bir mükâleme-i ezeliyesi ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Hâlık-ı Kâinat tarafından gönderilmiş, bütün hal ve ahvaliyle bütün insanların en ekmeli, en sâdık ve en yücesi ve kemâlâtça en yükseği ve getirdiği İslâmiyet nuriyle insanlara en büyük müjdeyi ve en kudsî teselliyi bahşeden ve on dört asrı ve beşerin beşten birisini saltanat-ı ma’nevîyesinde idare eden ve binüç yüz yıldan beri gelen bütün ümmetin kazandığı sevabın bir misli onun defter-i hasenatına geçen ve kâinatın sebeb-i vücûdu, habibullah olduğunu; hem âhiret, Cennet ve Cehennem’in kat’iyyen hak ve muhakkak olduğunu hârika bürhanlarla ve parlak hüccetlerle isbat eden bir mu’cize-i Kur’ândır.
Risâle-i Nur ise, kelime ve cümleleriyle Nur-u Kur’ân’dan ve Nur-u Muhammedî’den (A.S.M.) gelen ezelî ve ebedî bir Nur olduğuna şehâdet ediyor.
O da Kur’âna mensubiyeti ve has bir tefsiri cihetiyle ve bu itibarla semavîdir, arşîdir. İşte halkı hükümet aleyhine teşvik edici zannedilen Risâle-i Nur, bütün Sözler’i bütün Lem’a ve Şuâ’ları ve bütün Mektûbât’ıyla hakâik-i İlâhîye ve desatir-i İslâmiyeyi ve esrâr-ı Kur’âniyeyi ders veriyor.