Şualar | OnDördüncü Şuâ | 487
(384-508)

2— Ben şahidim ki: Ben Kastamonu Gölköy Enstitüsü’nde okurken ba’zı muallimler tarafından bize dinsizlik dersi verilmişti. Hâşâ!.. Hazret-i Kur’ânı Hazret-i Peygamber’in yazdığını ve İslâmiyet’in artık mülga olunacağını, medeniyetin ilerlediğini, bu asırda Kur’âna ittiba etmek büyük bir hatâ ve gerilik olduğunu, hatta bir gün bir muallimin yaptığı gibi; İslâmlar namaz kıldıkları ve âhireti düşündükleri için dâima muzdarib bir hâlde, ömürleri elem içinde geçtiğini ve İslâm câmilerinde dâima bir ölgünlük havası estiğini, Hristiyanların kiliselerinde ise dâima neş’e ve canlı hayat bulunduğunu ve Hıristiyanlar çalgı ve sâire gibi eğlencelerle hayatın tadını alıp ömürlerini neş’e içinde geçirdiklerini söylüyorlar.. kalblerimizdeki îman ve İslâmiyet bağlarını koparmağa ve onun yerinde inkâr ve küfür yerleştirmeğe çalışıyorlardı. İşte böyle zehirli fikirlerle aşılanmış ve böyle tehlikeli, muzır dinsizlerin dersleriyle ma’nevîyatı öldürülmek istenmiş ve hatta o muzır fikirlere kapılarak ve (hâşâ!..) inanarak etrafına neşretmeğe başlamış bir biçâre insanın, birdenbire Risâle-i Nur gibi Kur’ânın feyzinden fışkıran, îman ve İslâmiyet hakîkatlarını gâyet parlak bürhanlar ve hârika deliller ile isbat eden ve din-i İslâmın dâima insanların saadet ve selâmetine vesile, sönmez ve söndürülmez bir ma’nevî Güneş olduğunu îzah eden eşsiz bir Nur-u Kur’ânın birkaç risâlesini okumakla bütün o zehirli fikirlerini atıp îmanı elde ederek duyduğu sonsuz sevinç ve bahtiyarlığı te’lif ettiği mübârek Nur risâleleriyle ona kazandıran müşfik ve vefakâr ve hakîki kahraman Üstad Bediüzzaman hazretlerine arz etmesi, eski gaflet ve dalâlet hayatından kurtulup, îman ve nura kavuştuğunu ve hakîki îmanı kazandıran Risâle-i Nur’un bu asrın bütün insanları için bir şems-i hidayet ve vesile-i saadet ve onun müellifliğiyle tavzif edilen üstad-ı muhteremin bu pek büyük ve yüce îmanî hizmetiyle onun bu beşeriyete, husûsan ehl-i îmana bir lütf-u İlâhî olduğunu hayranlıkla arzetmesi ve yukarıda da arz edildiği vechile Kur’ân ve İslâmiyet aleyhindeki dehşetli ve kahhar tecavüzleriyle bu kahraman İslâm milletinin evlâdlarını dinsizliğe teşvik edip milyonlarla insanların bağlandığı kudsî ve İlâhî İslâmiyet esaslarını yıkmağa

Ses Yok