Hem o derece hadsiz ve kesretli bir tevatürle “bast-ı zaman” (Hâşiye) hakîkatını aynen müşahede ettikleri medâr-ı şübhe olamaz. Şu “bast-ı zaman” herkesce musaddak bir nev’i, rü’yada görünüyor. Ba’zan bir dakikada insanın gördüğü rü’yayı, geçirdiği ahvali, konuştuğu sözleri, gördüğü lezzetleri veya çektiği elemleri görmek için yakaza âleminde bir gün, belki günler lâzımdır.
Elhâsıl: İnsan çendan fânidir. Fakat beka için halkedilmiş ve bâki bir Zâtın âyinesi olarak yaratılmış ve bâki meyveleri verecek işleri görmekle tavzif edilmiş ve bâki bir Zâtın, bâki esmâsının cilvelerine ve nakışlarına medâr olacak bir sûret verilmiştir. Öyle ise böyle bir insanın hakîki vazifesi ve saadeti: Bütün cihâzâtı ve bütün isti’dâdatiyle o Bâki-i Sermedî’nin dâire-i marziyyatında esmâsına yapışıp, ebed yolunda o Bâkiye müteveccih olup gitmektir. Lîsanı
demeli.
------------------------------------------------------------------------------------------------
(Hâşiye):
Âyetiyle
Âyeti “tayy-ı zaman”ı gösterdiği gibi,
Âyeti de “bast-ı zaman”ı gösterir.