Lemalar | Yirmibirinci Lema | 160
(159-167)

Ve ihlâsın sırrını kendimizde yerleştirmek için gâyet derecede muhtacız. Yoksa hem şimdiye kadar kazandığımız hizmet-i kudsiye kısmen zâyi olur, devam etmez; hem şiddetli mes’ul oluruz.

Âyetindeki şiddetli tehditkârâne nehy-i İlâhîye mazhar olup, saadet-i ebediye zararına ma’nasız, lüzumsuz, zararlı kederli, hodfuruşane, sakîl, riyakârane ba’zı hissiyat-ı süfliye ve menafi’-i cüz’iyenin hatırı için ihlâsı kırmakla; hem bu hizmetteki umum kardeşlerimizin hukukuna tecavüz, hem Hizmet-i Kur’âniyenin hizmetine taarruz, hem hakâik-i îmaniyenin kudsiyetine hürmetsizlik etmiş oluruz.

Ey kardeşlerim! Mühim ve büyük bir umûr-u hayriyenin çok muzır mânileri olur. Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır. Bu mânilere ve bu şeytanlara karşı, ihlâs kuvvetine dayanmak gerektir. İhlâsı kıracak esbabdan; yılandan, akrebten çekindiğiniz gibi çekininiz. Hazret-i Yûsuf Aleyhisselâm demesiyle, nefs-i emmâreye itimad edilmez. Enâniyet ve nefs-i emmâre sizi aldatmasın. İhlâsı kazanmak ve muhafaza etmek ve mânileri defetmek için, gelecek düstûrlar rehberiniz olsun.

BİRİNCİ DÜSTÛRUNUZ: Amelinizde rızâ-yı İlâhî olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabûl etse, bütün halk reddetse te’siri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabûl ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenâb-ı Hakk’ın rızasını esas maksad yapmak gerektir.

İKİNCİ DÜSTÛRUNUZ: Bu hizmet-i Kur’âniyede bulunan kardeşlerinizi tenkid etmemek ve onların üstünde faziletfuruşluk nev’inden gıbta damarını tahrik etmemektir. Çünkü, nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkid etmez; dili kulağına i’tirâz etmez; kalb ruhun ayıbını görmez.. belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder; yoksa o vücûd-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır. Hem nasılki bir fabrikanın çarkları birbiriyle rekabetkârâne uğraşmaz, birbirinin önüne tekaddüm edip tahakküm etmez, birbirinin kusurunu görerek tenkid edip sa’ye şevkini kırıp atâlete uğratmaz.

Dinle
-