Tarihçe-i Hayat | Altıncı Kısım - Emirdağ Hayatı | 469
(453-540)

Aleyhime hükümetin bir kısım me’murlarını evhamlandırmakta isti’mal ettikleri bir iki desîselerini beyân ediyorum.

Derler: “Said’in nüfuzu var. Eserleri hem te’sirli, hem kesretlidir. Ona temas eden, ona dost olur. Öyle ise, onu her şeyden tecrid etmek ve ihânet etmekle ve ehemmiyet vermemekle, ve herkesi ondan kaçırmakla ve dostlarını ürkütmekle nüfuzunu kırmak lâzımdır” diye hükümeti şaşırtır, beni de dehşetli sıkıntılara sokarlar. Ben de derim:

Ey bu millet ve vatanı seven kardeşler! Evet, o münafıkların dedikleri gibi, nüfuz var. Fakat benim değil, belki Risâle-i Nur’undur. Ve o kırılmaz; ona iliştikçe kuvvetleşir. Ve millet ve vatan aleyhinde hiçbir vakit isti’mal edilmemiş ve edilmez ve edilemez. İki adliye, on sene fâsıla ile şiddetli ve hiddetli yirmi senelik evrakımı tedkikat neticesinde, bir hakîki sebep cezamıza bulmaması, bu dâvaya cerhedilmez bir şâhiddir.

Evet, eserler te’sirlidir. Fakat, millet ve vatanın tam menfaatine ve hiçbir zarar dokundurmadan yüz bin adama kuvvetli îman-ı tahkikî dersi vermekle, saadet ve hayat-ı ebediyelerine tam hizmette te’sirlidir. Denizli hapishânesinde, kısmen ağır ceza ile mahkûm yüzler adam, yalnız “Meyve Risâlesi”yle, gâyet uslu ve mütedeyyin sûretine girmeleri; hatta iki-üç adamı öldürenler, onun dersiyle daha tahta bitini de öldürmekten çekinmeleri ve o hapishâne müdürünün ikrariyle, hapishânenin bir terbiye medresesi hükmünü alması, bu müddeaya reddedilmez bir senettir, bir hüccettir.

Evet, beni herşeyden tecrid etmek, işkenceli bir azâb ve katmerli bir zulümdür ve bu millete gadirli bir hıyanettir. Çünkü otuz-kırk sene, hayatımı bu millet içinde geçirdiğim halde, temasımdan hiç zarar görmediğine ve bu dindar millet çok muhtaç olduğu kuvve-i ma’nevîye ve teselli ve kuvvet-i îmaniye menfaatini gördüğüne kat’i bir delili; bu kadar aleyhimde olan şiddetli propagandalara bakmayarak her tarafta Risâle-i Nur’a fevkalâde teveccüh ve rağbet göstermeleri.. hatta itiraf ederim, yüz derece haddimden ziyâde lâyık olmadığım büyük iltifat etmesidir.

Ben işittim ki, benim iaşeme ve istirahatime buradaki hükümet müracaat etmiş, kabul cevabı gelmiş. Ben bunların insaniyetine teşekkürle beraber, derim: En ziyâde muhtaç olduğum ve hayatımda en esaslı düstûr olan, hürriyetimdir.

Dinle
-