Îman ve Küfür | Onyedinci Söz | 80
(72-92)

İşte şu altı cihette ünsiyet ve teselli değil, belki dehşet ve vahşet aldığım onlara mukabil benim elimde bir cüz’-i ihtiyarîden başka hiçbir şey yoktur ki, ona dayanıp onunla mukabele edeyim.(Hâşiye 8).

(Hâşiye 8): Îmân, o cüz’-i lâyetecezza hükmündeki cüz’-i ihtiyarî yerine, gayr-i mütenahî bir kudrete istinad etmek için bir vesika verir; ve belki îmân bir vesikadır.

Halbuki o cüz’-i ihtiyarî denilen silâh-ı insanî; hem âciz, hem kısadır. Hem ayarı noksandır. İcad edemez. Kesbden başka hiçbir şey elinden gelmez.(Hâşiye 9).

(Hâşiye 9): Îmân, o cüz’-i ihtiyarîyi, Allah namına istimal ettirip, her şey’e karşı kâfi getirir. Bir askerin cüz’î kuvvetini devlet hesabına istimal ettiği vakit, binler kuvvetinden fazla işler görmesi gibi...

Ne geçmiş zamana hulûl edebilir, ne de gelecek zamana nüfuz edebilir. Mâzi ve müstakbele ait emellerime ve elemlerime faidesi yoktur. (Hâşiye 10).

(Hâşiye 10): Îmân, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp, kalbe ruha teslim ettiği için, maziye nüfuz ve müstakbele hulûl edebilir. Çünki: Kalb ve ruhun daire-i hayatı geniştir.

O cüz’-i ihtiyarînin meydan-ı cevelânı, kısacık şu zaman-ı hâzır ve bir ân-ı seyyaldir.



Ses Yok